100 caretta caretta göç etmiyor, Dalyan’da kışlıyor
Dalyan’da Pamukkale Üniversitesi bilim insanlarının dört yıldır sürdürdüğü ‘Deniz Kaplumbağası İzleme ve Koruma Alanı Çalışması’ bölgede 100 …
Dalyan’da Pamukkale Üniversitesi bilim insanlarının dört yıldır sürdürdüğü ‘Deniz Kaplumbağası İzleme ve Koruma Alanı Çalışması’ bölgede 100 caretta carettanın göç etmeyerek kışı da deltada geçirdiklerini ortaya çıkardı. Yavru sayımlarında dişi oranının arttığı tespit edilirken bölgede erkek popülasyonunun ağırlıklı olduğu ortaya çıktı. Türk Zooloji Dergisi’nde yayınlanan makalede Dalyan Deltası’nın koruma alanının tahmin edilenden daha değerli olduğuna vurgu yapıldı, buradaki popülasyonun insan tehdidi altında olduğuna işaret edildi.
Pamukkale Üniversitesi Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde (DEKAMER) görevli bilim insanları Köyceğiz-Dalyan Özel Koruma Alanı’nda denizde yaşayan popülasyonun incelenmesine yönelik detaylı bir çalışma gerçekleştirdi.
MAKALE TÜRK ZOOLOJİ DERGİSİ’NDE YAYINLANDI
Bölgede kışı geçiren iribaş deniz kaplumbağasına yönelik çalışma, ‘İribaş Deniz Kaplumbağası için Erkek Ağırlıklı Deniz İçi Popülasyonu ve Akdeniz’de Olası Önemli Bir Deniz Kaplumbağası Alanı Olarak Dalyan’ başlığıyla Türk Zooloji Dergisi’nde yayınladı. Makalede tüm dünyada küresel ısınmanın etkisi ile dişi popülasyonunun arttığı yönündeki varsayım hatırlatıldı, Dalyan Deltası’ndaki popülasyonun erkek yoğunluğuna dikkat çekildi. Bölgedeki erkek bireylerin neslin devamı için önemine vurgu yapıldı.
4 yıldan uzun süredir gerçekleştirilen ‘Deniz Kaplumbağası İzleme ve Koruma Alanı Çalışması’na üç bilim insanının yanı sıra 10 proje asistanı ve gönüllüler sahada destek verdi. Araştırma kış döneminde gerçekleştirilerek sadece bu dönemdeki yapıya ilişkin bilgi alındı ve yuva yapan bireylerin sonucu etkilememesi amaçlandı.
Araştırma sırasında bölgedeki deniz ve delta içi alanlarda doğrudan örnekleme yapılarak kaplumbağalar etiketlendi, boy, kilo ve sağlık parametrelerine ilişkin bilgiler toplandı.
Araştırma, yuvalama ve beslenme alanları arasında göç ederek uzun mesafeleri kat eden deniz kaplumbağaların bir kısmının bölgeyi terk etmediği ve kışı burada geçirdiğini ortaya koydu. Bölgede kışı geçiren 100’ün üzerinde birey olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda tespit edilen bireylerin yüzde 11,4’ünün genç bireylerden oluştuğu ve ergin bireyler kadar genç bireylerin gelişimi için de bölgenin önemli olduğunu gösterdi.
YARISINDAN FAZLASINDA YARALANMA TESPİT EDİLDİ
Araştırmada yüzde 54’ünde daha önce gerçekleşmiş yaralanma izlerine rastlandı. Yapılan incelemelerde yaralanmaların insan kaynaklı olduğu ortaya çıktı. Teknelerin çarpması, pervane izleri, kabuk üzerinde kırıklar, olta kancası yutulması, misina dolanması ve balıkçılıkla ilgili diğer yaralanmalara sıklıkla rastlandı. Yaralanan bireylerin bir kısmı DEKAMER’de tedavi edildi.
Bilim insanları makalelerinde, dünyada örnek koruma önlemlerinin uygulandığı bir bölgede bile bu kadar yüksek yaralanma tespit edilmesinden yola çıkarak deniz kaplumbağalarının nesillerinin devamı için bölgedeki ve denizlerdeki mevcut koruma önlemlerinin yeniden gözden geçirilmesi önerisinde bulundu.
“BU POPÜLASYON İNSAN TEHLİKESİ ALTINDA”
Pamukkale Üniversitesi’nden Dr. Doğan Sözbilen, bugüne kadar yürütülen çalışmaların ağırlıklı olarak yuvalama kumsallarında dişilerden elde edilen veri ve yuva sayımları ile gerçekleştiğini belirterek, “Daha önceki çalışmalarda Akdeniz kumsallarındaki yavru üretimlerinin dişi ağırlıklı olduğu ve küresel ısınmanın da etkisiyle doğal popülasyonlarda dişi oranının artacağı tahmin ediliyordu. Ancak denizdeki cinsiyet oranlarına yönelik çok az sayıda çalışma bulunuyor. Biz de bu açığı gidermek için bir Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde deniz içi deniz kaplumbağası popülasyonu araştırmayı hedefledik” dedi.
Sözbilen “Son yıllarda hem bizlerin hem de yerel halkın gözlemi bölgede kışı geçiren kaplumbağa sayısının arttığı yönündeydi. Doğrudan kış döneminde kaplumbağaları yakalayarak bu çalışmayı yaptık. Çok ciddi bir erkek popülasyonu olduğunu gördük. Hatta dişilerin de bir kısmının o bölgede kaldığını tespit ettik. Uzun mesafeleri göç ederek kat eden deniz kaplumbağaları açısından bu önemli bir bulgu olarak karşımıza çıktı. Ayrıca çok iyi korunan bir bölge olmasına rağmen kaplumbağaların yarısından fazlasının en az bir yaralanma geçirdiğini gördük. Bu durum gözlem yapmanın güç olduğu denizlerde daha ciddi problemler olduğunu bize düşündürdü. Tüm iyi koruma önlemlerine rağmen deniz popülasyonu halen insan kaynaklı tehdit altında. Ayrıca deniz kaplumbağalarını tehdit eden unsurların başında hep ekonomik amaçlı yapılan ticari balıkçılık faaliyetleri akla geliyor. Bu faaliyetlerin kısıtlandığı bir bölgede yüksek oranda balıkçılık kaynaklı yaralanma olması, sportif ve hobi amaçlı balıkçılık gibi faaliyetlerin de önemli koruma alanlarında denetlenmesi gerektiğini ortaya koydu” ifadelerini kullandı.
“KORUMA ALANININ ÖNEMİ BİR KAZ DAHA ORTAYA ÇIKTI”
Çevre ve Orman Bakanlığı Deniz Kaplumbağaları Bilim Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Yakup Kaska da araştırmaya ilişkin, “Kumsaldan çıkan yavrularda dişi ağırlıklı popülasyon gözlenirken, denizlerde bu durum erkek ağırlıklı ya da dengeli olabiliyor. Bunun bir örneğini bize Dalyan gösterdi. Yavrular dişi ağırlıklı olmasına karşın, ölümler ve yaralanmalar sonucu ne kadarının sağlıklı olarak hayatta kaldıklarının araştırılması çok önemli. Çiftleşen bireylerin erkek ve dişi oranların araştırdığımız bu çalışmada, kışlayan ve o bölgede kalan erkek bireylerin çokluğu bölgenin çok önemli bir deniz kaplumbağası koruma alanı olduğunu ortaya çıkarıyor” diye konuştu.