2024’te Türkiye’ye 45 tarihi eser geri döndü!
Türkiye’nin kültür varlığı kaçakçılığı ile mücadele çalışmaları kapsamında bu yıl 45 tarihi eserin yurt dışından iadesi sağlandı. Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Zeynep Boz, 2024 yılında sağlanan iadelerle Türkiye’nin kültür varlığı koleksiyonunun daha da zenginleştiğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Zeynep Boz, 2024 yılında 45 eserlik dev bir koleksiyonun Türkiye’ye iadesinin sağlandığını söyledi.
Boz, 1980 yılından itibaren 25 bin 554 eser, 2002’den itibaren ise 12 bin 164 eserin ülkeye geri getirildiğini belirtti.
Boz, bu yıl iadesi sağlanan eserlerle koleksiyonun daha da zenginleştiğini belirterek, “Bu eserler arasında öne çıkan, iadeleriyle koleksiyonlarımızı daha da zenginleştiren eserlerimiz var. Bunlar arasında özellikle İngiltere’den iadesini sağladığımız Milet Antik Kenti kökenli ‘kore torsosu’, en son Amerika’dan iadesini sağladığımız kadın heykeli ki bu anıtsal boyutta bir bronz heykelden bahsediyoruz. Yine 2 tane imparator başı bu grubun içerisinde öne çıkıyor. Ayrıca Mustafa Dede tarafından istinsah edilen, İngiltere’den gelen Kur’an-ı Kerim, 2’nci Abdülhamit dönemine ait olan, yine bizleri çok mutlu eden eser iadelerimizden oldu. İskender başı, gönüllü iade olarak Fransa’dan geldi” dedi.
‘BRONS ESERLERİMİZİN AYRICA BİR ANLAMI OLUYOR’
Bu yıl, Jean Paul Getty Müzesi ile yapılan müzakereler neticesinde Manisa’da 1979 yılında gerçekleştirilen kaçak kazılar ile Türkiye’den yasa dışı yollarla çıkarıldığı anlaşılan ‘bronz kline’nin iadesinin önemine dikkat çeken Boz, “Türkiye koleksiyonlarında bu bronz kline yoktu. Çünkü bronz, günümüze çok kolay ulaşabilen bir malzeme değil. Hem kendi döneminde bir ekonomik önemi olduğu için eritilerek başka ürünlerin yeniden yapılması için kullanıldığından, hem de materyal olarak hastalanabilen bir materyal olduğundan günümüze ulaşması çok kolay olmuyor. Bu sebeple bronz eserlerimizin koleksiyonlarımızda ayrıca bir anlamı oluyor” diye konuştu.
‘EN ÇOK İADE SAĞLANAN ÜLKE ABD’
Boz, Türkiye’nin en çok iade sağladığı ülkenin ABD olduğunu dile getirerek, “Bunun iki sebebi var diyebiliriz. Birincisi Amerika zaten en büyük pazar. ‘Ben bunları alırım da kimse de benden bunun hesabını sormaz’ kafasıyla yaklaşmışlar. Bu sebeple de burada pek çok eserin yaygınlaştığını koleksiyonlara girdiğini görüyoruz. Ancak sonrasında yaklaşık 10 yılı aşkın süredir Manhattan Bölge Savcılığı’nın altında kurulmuş olan bir ekip var. Bu ekip bizim bir nevi benzerimiz, kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele birimi.
Ve bu ekip zamanında yapılmış yanlışları da düzeltmeye çok kararlı bir ekip. Zamanındaki bu aksiyonların da aslında hukuk dışı olduğunu beraberce yaptığımız soruşturmalarda bizlerin buradan elde ettiği delilleri onlarla paylaşmamız yoluyla orada devam eden soruşturmalar sayesinde eserlerimiz iade alınıyor. İşte bu en son gelen 14 parçalık grup içinde giyimli kadın heykelinin, iki imparator başının, Osmanlı dönemine ait hançerlerin bulunduğu bu 14 eserimiz de yine aynı ekiple iş birliği çalışmalarımız sayesinde geldi” dedi.
‘EN BÜYÜK HEDEF BAKIŞ AÇISI DEĞİŞİKLİĞİ’
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürüttüğü ‘Geleceğe Miras’ projesiyle önemli yapıların restore edildiğini ve güvenlik tedbirlerinin artırıldığını belirten Boz, “Böylece kaçakçılıkla mücadeleyi de içine alan planlamalarla ciddi yatırımlarla öncelikle fiziki şekilde konuya bir çözüm getirilmeye çalışılıyor. Ancak tabii ki sadece fiziki çözümle olabilecek bir konu değil. Bir anlayış değişikliği önemli.
Galiba bizim yurt içinde de yurt dışında da önümüzdeki en büyük hedef ne kadar gitsek belki o kadar ulaşmakta güçlük hissettiğimiz; ama kararlılıkla devam ettiğimiz en büyük hedef, bir bakış açısı değişikliği. Bu da nedir? Kültür varlıklarını bir materyal üzerinden gelir elde edilebilecek işte define gibi, hazine gibi tanımlarla karıştırmamak, kültür varlıklarının bu ülkenin mirası olduğunu hatırlamak ve bu ülkenin toprak bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğunu anlamak, anlatmak çok önemli. O yüzden bazen köy ziyareti gibi projelerle köylere tek tek gidiyoruz, anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.
Çocuklara ve gençlere de kaçakçılıkla mücadeleyi anlattıklarını ifade eden Boz, “Çocuklar için kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadeleyi işin merkezine koyan ‘Kültürel Miras Koruyucuları’ diye bir programımız var. Gençlerimiz için çizgi romanlar hazırladık. Bunlar Milli Eğitim Bakanlığımızın il teşkilatları yoluyla liselerimize ulaşacak çok yakın zamanda ve posterlerdeki QR kodlardan gençler bu çizgi romanlara ulaşabilecekler. Bunun dışında üniversitelere gidiyoruz. İlkokullardan tutun işte doktora seviyesinde insanlara akademik çevrelere kadar gerekli her ne farkındalık arttırıcı çalışma varsa bunu yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Boz, 2025 yılında da çalışmaların devam edeceğini, olumlu gelişmelerle müjde vereceklerine inandıklarını dile getirdi.