90 yıl önce İstanbul halkı hafta sonları nasıl eğleniyordu? 2. Bölüm: Anadolu Yakası
Hüseyin’in Gazinosu’nda gurup vakti, Yeni Dünya Aile Bahçesi’nde cazband… Çay-kahve 20 kuruş, içkiler hususi tarifeye tabi! “90 yıl önce …
Hüseyin’in Gazinosu’nda gurup vakti, Yeni Dünya Aile Bahçesi’nde cazband… Çay-kahve 20 kuruş, içkiler hususi tarifeye tabi! “90 yıl önce İstanbul halkı hafta sonları nasıl eğleniyordu?” yazımızın ikinci bölümünde Anadolu Yakası’nın şimdi tanınmayacak hale gelen eğlence yerlerine yer verdik.
Dün Avrupa Yakası’ndan örnekler verdiğimiz “90 yıl önce İstanbul halkı hafta sonları nasıl eğleniyordu?” başlık yazımızın ikinci bölümünde Anadolu Yakası’nın mesire yerleri, plajları ve gazinolarına devam ediyoruz.
Üsküdar, Kısıklı, Büyük Çamlıca, Küçük Çamlıca: Üsküdar’ın mesireleri şehirden yukarıda ve epeyce uzaktadır. Yalnız tramvay, araba, otomobil gibi vasıtaların her dakika mevcudiyeti buraları her gün kalabalık ziyaretçilerle doldurmak imkânını vermiştir. Tenezzüh (gezinti) yerleri Kısıklı, Tantavi, Libadiye ve nihayet Çamlıca‘dır.
Kısıklı, Üsküdar’ın üstünde ve Çamlıca tepelerini süsleyen küçük bir köydür. Tramvaylar buraya 35 dakikada vasıl olurlar (ulaşırlar). Birinci mevkide 24,5, ikinci mevkide 19,5 kuruşla gidip gelinir. Otomobil taksiye tabi, otobüsler adam başına 15 kuruştur. Daha iki sene evveline kadar bomboş duran Kısıklı’ya tramvay yeni bir hayat vermiş ve geçen yıldan beri burada yeni yeni eğlence yerleri, gazinolar açılmıştır.
HÜSEYİN’İN GAZİNOSU’NDA GURUP VAKTİ
Bunlardan en iyisi meydanda çınarların süslediği Hüseyin’in Gazinosu ve tepeye çıkan yolda yapılan bahçedir. Gazinoda cumaları mükemmel bir bando vardır. Kahve-çay 20 kuruştur. Gazino bilhassa akşamları hınca hınç doludur. Gurup vaktiyle beraber yüzlerce kişinin, tepeden inen bütün yolcuların toplandığı, tramvaya otomobillere koşuştuğu büyük meydan da akşam başlı başına bir âlemdir. Fıstıklar‘daki yeni gazinoda da çalgı vardır. Burada meşrubat 25 kuruştur.
Çamlıca Tepesi’nde piknik yapan aileler, 1933. (Foto: Depo Photos)
YUKARIDA CAZBAND, AŞAĞIDA İNCE SAZ
Büyük Çamlıca’da müteaddit (birçok) mesireler mevcuttur. Bunlardan bilhassa su başında her cuma mükemmel bir çalgı mevcut olup meşrubat 50 kuruştur, içkiler hususi tarifeye tabidir. Çalgının dibindeki sette meşhur Çamlıca suyu akar. Bu su Çamlıca’ya gelenler tarafından muhakkak ziyaret edilir. Gazinonun aşağısındaki Yeni Dünya Aile Bahçesi’nde çalan cazbandın (caz müziği çalan orkestra) sesi yukardaki ince sazın ahengine karışır.
Büyük Çamlıca’daki Yeni Dünya Aile Bahçesi’nde oturanlar.
Bahçenin karşısında yer yer kurulan kayık salıncakları, beşikler manzaraya ayrıca bir başkalık verirler. Tepedeki Babanın Gazinosu da bu sene tahta siperlerle korunmuş, içinde küçük kameriyeler yapılmıştır. İstanbul’un bu en yüksek tepesindeki gazinoda kahve-çay 10 kuruştur.
Çamlıca Tepesi’nden Adalar manzarası, 1933. (Foto: Depo Photos)
Kısıklı’dan Çilehane’ye dönen yolun 20 dakika ilerisinde bulunan Küçük Çamlıca’da da latif bir su ve küçük bir gazino mevcut olup burası bütün Adalar ve Haydarpaşa’ya hâkim, rüzgârdan saklı sessiz bir mesire yeridir. Bu gazinoda da meşrubat fiyatları 10 kuruştur.
ÇİLEHANE SIRTLARINDA YEMEK VE GRAMOFON
Bu saydığımız gazinoların her cuma yüzlerce binlerce kişiyle kaplı olmasına mukabil aynı yerde gazinosuz doğal mesireler de hınca hınç doludur. Bunlardan bilhassa Hanım Seti, Fıstıklar, Gözlüklü Maslak ve pelin çiçeklerinin süslediği Çilehane sırtlarında her cuma birçok aile yemeklerle gramofonlarla gelip eğlenir, hoş vakit geçirirler.
Kavak bayırında Rıfat Bey Köşkü’nden yukarı uzanan yol Çamlıca’nın yeşillikleri arasında saklı Tantavi’de biter. İçinde aynalı havuzları, altın oymalı köşkleri, dünyanın her türlü çamları bulunan Tantavi görülecek, gezilecek bir yerdir.
Anadolu Kavağı, Sütlüce, Abıhayat Suyu, Yuşa Tepesi: İki tarafı mürtefice (yükselen) iki dağa dayanan Anadolu Kavağı bu dağların arasındaki vadide kurulmuştur. Buranın birinci hususiyeti sularının gayet tatlı olması ve havasının mülayim (ılıman) bulunmasıdır.
Vapurlar köprüden buraya 1 saat 15 dakikada gelirler. Anadolu Kavağı’na gidenler iskeleye çıkınca Boğaz’ın hemen hemen en sakin ve sessiz bir noktasında bulunduklarını hissederler. Burada etraf tenha ve çıplaktır. Gelenlerin çoğu Yuşa Tepesi’ne doğru uzanır veya Sütlüce sahilinde eğlenirler. Yuşa Tepesi yalçın sahil üzerindeki kireç ocaklarına nazırdır.
MASRAF ETMEDEN EĞLENMEK
Dar bir patikayla yarım saatte çıkılır. Gazino yoktur ve buraya yakın bulunan Abıhayat suyunun başı cumaları çok kalabalık olur. Herkes hiç masraf etmeden burada kendi halinde eğlenir.
Şirket-i Hayriye bu sene Sütlüce’de Boğaz’ın en sakin ve en muntazam plajını açıyor. Geçen seneye kadar bomboş bir kumlukken tanzim edilen bu plaj cuma günlerini deniz kenarında geçirmek isteyenler için en şayanı (uygun) tavsiye bir eğlence yeridir.
Sütlüce’ye gitmek için Anadolu Kavağına çıkıp oradan tekrar sahili takiben geri dönmek icap eder. Kavağa kadar vapur ücreti birinci mevki gidip gelme 46,5 kuruş, ikinci mevki 41,5 kuruştur.
Sütlüce, Altınkum’a bile rekabet edecek kapalı bir plaj yeridir. Altınkum’un açık ve bu sebepten sularının fazla soğuk olmasına mukabil burada sular tabii bir surette sıcak ve etraf rüzgarsızdır.
Sahilde yeni yapılan plajın banyo ücretleri bir kişi için 12.5 kuruştur. Plajın yanında çınarlarla kaplı ve gene bu kış yapılan Sütlüce Gazinosu’nun fiyatları daha ehven, kahve ve çay 10 kuruştur. Gazinoya evden yemek vesaire de getirilebilir. Sütlüce mesiresinin asıl eğlencesini gazino yanından eşeklerle Yuşa Tepesi’ne çıkmak teşkil eder.
SAHİLDE EŞEK KALMADIĞI İÇİN…
Son zamanlarda Boğaz’ın bu sahilinde eşek kalmadığından Büyükada ve Heybeliada’nın hemen bütün eşekleri buraya toplatılmış ve tepeye çıkan yol tanzim edilmiştir. Yol eşeklerle 20 dakika sürmekte olup, bir kişi için 20 kuruş alınacak ve cuma günleri Adalar’da olduğu gibi turlar tertip edilecektir.
Beykoz, Beykoz Çayırı, Kaymakdonduran: Anadolu Hisarı’ndan sonra Boğaz’ın bu sahilinde en güzel mevki Beykoz‘dur. Paçası ve kalkanıyla müştehir (şöhretli) Beykoz’un eğlence yerleri mesire mahallerine nazaran mütenevvi (çeşitli) fakat iskeleden uzaktır.
Beykoz Çayırı’nda piknik yapan öğretmenler, 1930. (Foto: Depo Photos)
Evvela Beykoz Çayırı bilhassa bu civar halkının toplandığı ve akşamları içinde türlü türlü eğlencelerinin tertip edildiği bir yerdir.
Beykoz Çayırı’nda bir seyyar köfteci, 1930. (Foto: Depo Photos)
İNZİVA MERAKLILARI
Çayır daha ziyade Beykozluların mesire yeridir. Burada gazino yoktur. Gelenler ağaçlıklar ve yeşillikler arasında otururlar. Sahilde nihayet bulan Beykoz Korusu, Beykoz’un belki en güzel noktasıdır. Fakat sık ve asırdide (çok yaşlı) ağaçlarla kaplı olan koruda eskiden daha güzel bir gazino varken sonra da bu kaldırılmış ve koru bakımsızlıktan sönmüştür. Buraya tek tük inziva meraklıları gelirler.
KAYMAKDONDURAN’IN BUZ GİBİ SUYU
Beykoz’a gelenlerin kısm-ı âzamı (büyük bölümü) daha ziyade Yuşa Tepesi ve Kaymakdonduran‘a giderler. Yuşa Tepesi iskeleden 45 dakika sürer. Yol sarp ve dardır. Tepede yeni yapılan küçük bir kır kahvesi bütün Boğaz’a hâkimdir. Burada kahve 10 kuruştur.
Kaymakdonduran’a hayvanla çıkmak ve oranın buz gibi suyundan içmek de Beykoz’a gidenlerin en fazla zevk bulduğu ve rağbet ettiği eğlencelerden biridir. Fakat buraya gidenlerin yol yorgunluğunu, bilhassa yolların bozukluğunu unutmamaları lazımdır.
Çubuklu: Boğaziçi’nin en güzel mesire yerlerinden biri de Çubuklu ve onun meşhur gazinosudur. Eski zamanlarda burada çubuk lülesi yapıldığı için bu ismi alan Çubuklu’ya vapurlar 50 dakikada varırlar.
Çubuklu’da piknik yapan aileler, 1930. (Foto: Depo Photos)
Çubuklu bilhassa Lale Devrinde imar edilmiş ve o zamandan beri mesire halini almıştır. Çubuklu’nun en güzel mesiresi kendi ismiyle anılan gazinosudur. Gazino iskeleye muttasıl (bitişik) ve güzel bir korunun içinde asri (çağdaş) tesisatla süslenmiştir.
GAZİNO ÇALGILI, FİYATLAR YÜKSEK
Cuma ve pazar günleri buraya Dârütta’lim-i Musiki Heyeti (1912 yılında bestekâr ve ut sanatçısı Fahri Kopuz yönetiminde kurulan Türk musikisi topluluğu) gelir. Meşrubat fiyatları, gazino çalgılı olduğundan biraz yüksektir; çay, kahve 50 kuruştur. Fakat yine her cuma burası kesif (yoğun) bir kalabalıkla dolar. Büyük gazinodan başka Çubuklu’da gezilecek en güzel yer eski bostan yeridir.
GÖKSU DERESİ’NDE RENGARENK SANDALLAR
Anadolu Hisarı: Anadolu Hisarı’nın başlıca tenezzüh (gezinti) yeri Göksu’dur. Göksu yalnız hisarın değil, bütün Boğaz’ın, bütün İstanbul’un en güzel mesirelerinden biridir. Göksu’da gazino yoktur. Derenin kenarındaki setler tabii istirahat mahalleridir. Dere akşamları rengârenk sandallarla doludur. Sandal ücretleri saat başına 30-40 kuruş arasındadır.
SESSİZ VE MESİRE YERLERİNDEN MAHRUM
Kandilli, Vaniköy, Beylerbeyi: Göksu Deresi’nden sonra Boğaz’ın Anadolu sahilinde artık kalabalık mesire yerleri, gazinolar bitmiş ve yalnız tabiatın, güzelliğin en havadan manzaradan istifade için gidilecek yerler başlamıştır. Kandilli, Vaniköy, Beylerbeyi bunlardandır.
Kandilli Vapur İskelesi’nde öğrenciler, 1930 (Foto: Depo Photos)
Kandilli‘nin Sıra denilen mevkii bütün Küçüksu’ya Göksu Deresi’ne nazır ve yegâne gezilecek yerdir. Burada daha ziyade ecnebiler vardır. Vaniköy de Kandilli gibi sessiz ve mesire yerlerinden mahrumdur.
Kandilli tepesinden Beylerbeyi, 1930. (Foto: Depo Photos)
Yalnız sahilden 130 metre yükseklikte bulunan İcadiye Tepesi, Boğaz’ın bütün sahillerine İstanbul’a nazır güzel bir yerdir. Tepe cumaları biraz kalabalık olur. Tepede gazino yoktur. Buraya yemeklerle gidilir ve eğlenilir.
*Yazı, 14 Mayıs-6 Haziran 1930 tarihleri arasında “Cuma Günlerini Nasıl Geçirmeli?” başlıklı tefrikadan derlenmiştir.