Kelebek Magazin

35 yıllık arıcılık serüveni: Bir kovanla başlayan mucize

Sinop’ta emekli öğretmen çift, 35 yıl önce komşularından aldıkları bir kovanla başladıkları arıcılığı kovan sayısını artırarak devam ettiriyor.

Erfelek ilçesine bağlı Uzungürgen köyünde yaşayan Şenol ve Saadet Tabak çiftti, Türkiye’nin çeşitli kentlerinde 25 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 2000 yılında emekli oldu. 

Sinop’un Türkeli ilçesinde görev yaptıkları sırada komşularından bir kovan arı alan çift, 2000 yılına kadar kendi mesleklerinin yanında hobi olarak da arıcılık yapmayı sürdürdü. 

Emekli olunca Uzungürgen köyüne yerleşen Şenol ve Saadet Tabak çifti, burada profesyonel olarak arıcılık yapmaya başladı. 

Tabak çifti, bakım ve bal sağma gibi tüm işlerini kendilerinin yürüttüğü aracılığı, 40 kovanda özveriyle yapmayı sürdürüyor. 

Şenol Tabak, gençlik yıllarında hem eşinin hem de kendisinin arılardan korktuğunu söyledi. 

Türkeli ilçesinde öğretmenlik yaptıkları esnada arıcılıkla uğraşan komşularının yurt dışına gitmek zorunda kalınca bir kovan arıyı da kendilerine verdiğini anlatan 68 yaşındaki Tabak, zamanla bu korkularını yendiklerini belirtti. 

On yıl süreyle görev yaptıkları ilçede arıcılık faaliyetlerinde bulunduklarını ifade eden Tabak, şunları söyledi: 

“Emekli olduktan sonra da 24 senedir buradayız. Görev yaptığım çevrede yüzlerce aile biz arıcılık yapıyoruz diye arıcılığa başlamış. Bir arıcılık merakı sevgisi sardı bizi. Güzel bir şey kendi ürettiğimiz hijyenik balı yiyoruz ve arıların sesi bize mızıka, müzik sesi gibi geliyor.

İnanın herkes yazın denize gezmeye gidiyor, biz arıların yanına geldiğimizde huzur buluyoruz. Artık bedenen yaşlandık, kaza geçirdik, vücutla da sıkıntımız var ama yine de ölüm döşeğinde de olsam camdan baktığım zaman burada birkaç arı kovanını görmek isterim.” 

Saadet Tabak da ilk zamanlar pek hevesli olmamasına karşın zaman geçtikçe kendisinde de arılara karşı merak uyandığını vurguladı. 

Tabak, “Önce bir kovan aldık. Onun başına gidiyor geliyoruz her gün. Arıya kat vereceğiz meğer ana arısı yokmuş, bilmiyoruz tabii. İşte o yıl bal alamadık. Daha sonra o arılar 4 oldu, 5 oldu çoğaldı yani. Ben de eşime yardım ettim, hevesim yoktu ilk zamanlar. Sonra yanına gide gele beni de bir merak sardı” diye konuştu. 

Hasta ziyaretine bir kase balla gidiyorlar 

Tabak, 1989’dan bu yana eşine arıcılık işlerinde yardımcı olduğunu belirterek, “Zevkli bir iş. Arıların o mayısta, haziranda çalışmalarını, oğul vermesini izlemek çok güzel. Biz mutluyuz, arı başka bir şey. Bir hastamıza gidersek mutlaka bir kase bal götürürüz. Eşimize, dostumuza, tattırırız en azından. Bunlar da bizi mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ