79 yıllık araştırma sonuçları yayınlandı: Erkeklerin penisleri büyüdü ama…

Dünyanın saygın kurumlarından Stanford Üniversitesi’nde görevli bilim insanları 1942 ile 2021 arasındaki erkeklerle yapılan incelemelerin sonucunu paylaştı. Bilim insanları  55.761 erkeğin penisini inceleyerek bunların zaman içinde nasıl uzadığını inceledi. 

Yapılan incelemelerde erkeklerin penisinin günümüzde geçmişe oranla yüzde 25 arttığı ortaya çıktı. Fakat uzmanlar penis boyunun artış göstermesine rağmen bazı endişeleri olduğunu da duyurdu.

Penis boyunun son yıllarda arttığına dikkat çeken bilim insanları 75 farklı araştırmada kullanılan veriyi inceledi. 

15 SANTİMETREYE ÇIKTI

Araştırmada 1992’den 2021’e kadar ortalama ereksiyon halindeki penis uzunluğunun %25’lik bir artışla 12 santimetreden 15 santimetreye yükseldiğini ortaya koydu. Sarkık haldeyken, veriler ortalama boyutun 8.6 santimetre olduğunu ve çekildiğinde ise 12.9 santimetreye yükseldiğini gösterdi.

Stanford Üniversitesi’nde üroloji profesörü olarak görev alan Dr. Michael Eisenberg, uzunluktaki artışın zararlı kimyasallara maruz kalmayla bağlantılı olabileceğini söyledi. Bu durumun endişe yarattığını belirten Eisenberg, “Üreme sistemimiz insan biyolojisinin en önemli parçalarından biri olduğu için gelişimdeki herhangi bir genel değişiklik endişe vericidir. Eğer bu kadar hızlı bir değişim görüyorsak bu vücutlarımızda çok daha kuvvetli bir değişim olduğu anlamına geliyor. Bu değişimin sebeplerini bulmalıyız” dedi.

PESTİSİT VURGUSU

Eisenberg, “Pestisitler ya da hijyen ürünleri gibi kimyasallara maruz kalmanın hormonal sistemlerimizle etkileşime girmesi gibi bir dizi faktör söz konusu olabilir. Bu endokrin bozucu kimyasallar – çok sayıda var – çevremizde ve beslenmemizde mevcut” ifadesini kullandı.

Yapılan araştırma sonucunda bilim insanlarının kaleme aldığı makalede, “Sistematik incelememiz ve meta-analizimiz, ortalama ereksiyon halindeki penis uzunluğunun 1992 ile 2021 yılları arasında arttığını göstermektedir. Genital gelişimin idrar ve üreme işlevi üzerindeki önemli etkileri göz önüne alındığında, gelecekteki çalışmalar bu eğilimi doğrulamaya ve etiyolojiyi belirlemeye çalışmalıdır” ifadesine yer vermişti.