Gençler şatoda yaşamak istemiyor

Nesil farkı, yüksek maliyetler ve modern hayat… Değişen yaşam koşulları sebebiyle günümüzdeki birçok şato boş kalıyor ve sahipleri içinde yaşayacak insan bulamıyor.

1775’ten beri Nervaux-Loys ailesinin işlettiği Paris’teki Château de Courson da benzer kaderi yaşayan şatolardan. Mülk, 1974’ten beri 76 yaşındaki Olivier de Nervaux-Loys, eşi Patricia De Nervaux ve 78 yaşındaki ablası Hélène Fustier tarafından işletiliyordu. Ama artık, şatoyu ve Paris’in güneyindeki 45 hektarlık parkını yaklaşık 12,5 milyon Euro’ya (yaklaşık 195 milyon TL) satmaya karar verdiler, çünkü çocukları ve torunlarının şatoyla ilgilenemeyeceğini düşünüyorlar.

Konuyla ilgili konuşan 71 yaşındaki Patricia De Nervaux, “Çocuklarımız şatoya çok bağlı, ama hepsi çalışıyor ve kendi çocuklarına bakıyorlar. Bu da şatoyla ilgilenmek için fazla zaman bırakmıyor, çünkü bu iş, neredeyse tüm vaktinizi alan bir şey.” dedi.

Satma kararının, uzun saatler süren tartışmaların ardından geldiğini belirten Fustier ve de Nervaux-Loys çifti, şatoyu çok sevdiklerini ama yaşatmak için çok fazla çabanın ve nakit paranın gerekli olduğunu söylediler. Şato; bitki festivali, düğün, toplantı, konser gibi farklı etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

GENÇ NESİLLER ŞEHİRLİ

Aslında Nervaux-Loys ailesinin içinde olduğu ikilem, şato sahipleri arasında oldukça yaygın. Le Figaro’ya göre, 1.500 gibi rekor sayıda şato satılık durumda. Mal sahipleri birliği olarak faaliyet gösteren La Demeure Historique’nin başkanı Olivier de Lorgeril, bu sayının sürekli arttığını söylüyor.

Lorgeril, “Nesiller arasında gerçek bir kopukluk ve bakış açısında farklılık gözlemliyoruz, bizi endişelendiren de bu” dedi. Çevre kuralları ve bürokratik işlemlerin, şato gibi görkemli evlerin bakım maliyetini artırdığı biliniyor. Öte yandan, “genç nesiller şehirli” diyen Lorgeril, “Genellikle uluslararası kariyer sahibi olarak metropol ve şehirlerde yaşamak istiyorlar” diye ekledi.

Piyasada bu kadar çok tarihi şato varken bazılarının satılmayacağı ve boş, terk edilmiş olacağı korkusunu taşıdıklarını söyleyen Lorgeril, tarihi miraslarının tehlikede olduğunu söylüyor.