Kelebek Magazin

9 bin yıllık tarihi surlar nefes aldı

Uzunluğu ve genişliğiyle dünyada Çin Seddi’nden sonra ikinci savunma duvarı olarak kabul edilen ve tarihte birçok medeniyete beşiklik eden 9 bin …

Uzunluğu ve genişliğiyle dünyada Çin Seddi’nden sonra ikinci savunma duvarı olarak kabul edilen ve tarihte birçok medeniyete beşiklik eden 9 bin yıllık Diyarbakır Surları bir baştan bir başa iç ve dış restorasyonla yeniden turizme kazandırılıyor.

Çin Seddi’nden sonra ikinci tarihi yapı olarak bilinen ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Diyarbakır Surlarıyla ilgili başlatılan restorasyon çalışmaları aralıksız sürüyor. “Surlarda diriliş başladı” sloganıyla yürütülen çalışmalar tarihi dokuya zarar vermeden aslına uygun biçimde arkeologların da içinde yer aldığı bir kurul gözetiminde yürütülüyor.

TARİHİ YAPILAR KORKU DUVARI OLMUŞTU

Uzun yıllar terör kâbusunun gölgesinde kaldığı için bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle burçları ve kapıları, duvarları, sütunları, kemer ve yazıtları her geçen gün yıkılan, çöken surlar, 1990’lı yılların başında da gecekonduların kuşatması altında nefessiz bırakıldı. Köyden kente yoğun göçün yaşandığı yıllarda sur diplerine izinsiz kaçak yapılar, ahırlar ve evler inşa edildi.

Hatta bu evler ve ahırlar sur taşları sökülerek yapılınca son 30 yılda taşları sökülen surlar, bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Öyle ki, surlar çevresinde olası taş düşmeleri ve yıkılmalara karşı kimsenin dolaşmaması için “Tehlikelidir” yazılı uyarı levhaları asıldı. Sur tamamen madde bağımlılarının mesken tuttuğu, içinde ateşler yakıp gece ısındıkları, evsizlerin konakladığı harabe yıkıntılar haline geldi. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret etmeye cesaret edemediği korku duvarları oldu.

EN AĞIR HASARI TERÖRİSTLER VERDİ

Surların kötü kaderi bununla da sınırlı kalmadı. 2015 yılında terör örgütü PKK’nın surda çukur ve hendekler kazmasıyla tarihi yapılar ağır hasar gördü.

Teröristler, tıpkı IŞİD’in Suriye’nin Palmira Antik Kenti’ni “Bunların hepsi put. Yıkılması gerekiyor” diyerek yok ettiği tarihi yapılar gibi surları da aynı şekilde yok etmek istediler. Surların içine patlayıcı, silah ve mühimmat depolayan teröristler, İHA ve helikopter görüntülerinden korunabilmek için surları ve çevresini birçok kez ateşe verip, silahlarla tarayıp, roketlerle vurup yıktılar.

TARİH YENİDEN AYAĞA KALDIRILDI

Terörün gerek şehirlerde, gerekse kırsal alanda etkinliğini kaybetmesiyle surların turizme kazandırılması ve tarihi yapının önümüzdeki nesillerle aktarılması için kurtarma projesi hızla hayata geçirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle surların ilk etapta çevresini kuşatan gecekondular temizlendi. Şu ana kadar Ben u Sen Mahallesi’nde 500’ün üzerinde kaçak yapı içindeki vatandaşlarla Sulh yoluna gidilerek anlaşmalı bir şekilde tahliye edildikten sonra hızlıca yıkıldı. Urfakapı, Mardinkapı, Saraykapı, Dağkapı olmak üzere dört ana kapı ile dışarıya açılan 5,5 kilometre uzunluktaki surlarda ayrıca Keçi Burcu, Ulu Beden Burcu, Selçuklu Burcu, Nur Burcu, Evli beden ve Yedikardeş burçları iç ve dış olmak üzere ahır ve eklentilerden temizlendi.

Sur çevresi temizlenip peyzaj çalışmalarıyla yeşil alanlar ve yürüyüş yolları olarak dizayn edilirken, surlara kurulan iskele ile iç ve dış bakım ve onarım restorasyonlarına başlandı. Sur çevresine kaçak olarak inşa edilen ev ve ahırlarda kullanılan sur taşları yeniden surların restorasyonunda kullanıldı. Bakım ve onarım çalışmalarıyla birlikte yeni girişler, kitabeler ve yazıtlar da ortaya çıktı. Restorasyonu tamamlanan bazı burç ve surların içi ve dışı ışıklarla aydınlatılarak tarihi doku gün yüzüne çıkarıldı.

İçkale’de Müze Kompleksini çevreleyen 13 burç restorasyonu ile Amida Höyük çevresine istinat duvarı ve çevre düzenlemesi ise devam ediyor. Dağkapı’daki tek beden ile 7,8 no’lu burçlar ve aradaki sur duvarlarının restorasyonu da sürüyor. Dağkapı burçları Hattat Hamid Aytaç Müzesi olarak tarih sevenlere kapılarını açacak.

Restorasyon çalışmaları kapsamında yer alan 1-2-5-7 ve 8 No’lu burçların zemin katlarının tespitine yönelik yapılan kazıda, Kanuni Sultan Süleyman tarafından halkın su ihtiyacının karşılanması için 1543’te yaptırılan ve 1930 yılına kadar kentin ihtiyacını karşılayan su şebekesi tespit edildi. Roma dönemine ait yeni kalıntılar da gün yüzüne çıkarıldı. Restorasyon çalışmaları devam eden Şehzadeler Konağı ise Sezai Karakoç Kültür evi olarak kapılarını tarih sevenlere açacak.

“ULUSLARARASI ÖDÜL ALACAK BİR PROJEDİR”

Sur projesine özel önem veren Vali Münir Karaloğlu, “Sur çevresindeki kaçak yapılar için 15 yıldır yıkım kararı var. Ama kimse el sürmemiş, Bölge Sit alanı olduğu halde kamu alanlarına kaçak yapılar yapmışlar. Şu anda Türkiye’de ve dünyada surlar kadar titiz yapılan bir yenileme yok. Herkesin gözü önünde yapıyoruz.

Bütün süreç, Kültür ve Turizm Bakanlığının oluşturduğu bilim kurulu ve uzmanlardan oluşan danışma kurulunca denetiminde yapılıyor. Surların restorasyonu önümüzdeki dönem hem ulusal, hem uluslararası alanda ödül alacak” dedi.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ