KESK: Türkiye asgari ücretliler ülkesi oldu
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaban Yeşil, 17 Aralık’ta yapılacak olan miting öncesinde Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kaban Yeşil, “Gelir adaletsizliği derinleşiyor. Toplumun en zengin yüzde 1’i toplam servetin yüzde 41’ini elinde tutuyor. Yüzde 99’u olarak bizler ise geriye kalan yüzde 59’u paylaşıyoruz. Geldiğimiz noktada Türkiye asgari ücretliler ülkesine dönüştürülmüş, emeğin milli gelirden aldığı pay son yirmi yılın en düşük noktasına inmiştir” dedi.
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaban Yeşil, işsizlik ve geçim sorununa dikkat çekerken mevcut iktidarın her seçim arifesinde kesenin ağzını açar gibi bir bütçe gösterdiğini ifade ederek, “2023 bütçesini halk için ‘kesenin ağzının açılacağı’ bir bütçe gibi göstererek seçim yatırımına dönüştürmeyi hedefliyorlar. Bu hedef için seferber edilen yüzlerce medya kuruluşu her gün ‘yeni yılda asgari ücretliye, emekliye, memura yüksek oranlı zamlar yapılacak’ haberleri yapıyor. Buradan emeği ile geçinen tüm kesimleri, yurttaşlarımızı uyarıyoruz. Bugüne kadar onlarca, yüzlerce defa hayata geçirilen bu oyunu bozmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
“EN ZENGİN YÜZDE 1’İ TOPLAM SERVETİN YÜZDE 41’İNİ ELİNDE TUTUYOR”
Market raflarının dolu olmasının sebebinin cüzdanlarımızın boş olmasından kaynaklı olduğunu belirten Kaban, şöyle konuştu:
“Halkın yüzde 99’u olarak yaşadığımız tablo gittikçe kararıyor. Enflasyondan işsizliğe, yoksullaşmadan ekonomik durgunluğa kadar hayatlarımızı her alanda kâbusa çeviren kapsamlı kriz bitmek bilmiyor. Her güne yeni zamlarla uyanıyoruz.
Artan hayat pahalılığında maaşlarımız, ücretlerimiz mum gibi eriyor. Ülkeyi yönetenler ‘gelişmiş ülkelerde bile raflar boş, dünya hatta gelişmiş batı ülkeleri bizi kıskanıyor’ nutukları atıyorlar. Evet, ülkede market rafları dolu ama bizim cüzdanlarımız, ceplerimiz boş. Marketleri, pazarları artık müze gezer gibi dolaşıyoruz.
Raflardaki her şey el yaktığı için bakıp, bakıp çıkıyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk. Kış kapıya dayandı. Doğal gaz, elektrik faturası kâbusumuz yeniden başladı. İşsizlik kronik hale geldi. İşsizlerin sayısı 8 milyona yaklaştı. Neredeyse her evde bir işsiz var. İşsizlik en çok kadınları ve gençleri vuruyor. Şanslı olup, çalışacak bir işi olanlardan ise açlık sınırı altındaki bir asgari ücrete kölece çalışması bekleniyor.
Çalışan her iki kişiden biri asgari ücret alıyor. Diğerinin ücreti, maaşı ise asgari ücrete her yıl daha fazla yaklaşıyor. Her dört kişiden biri sosyal yardımlar olmadan hayatını asgari ölçüde dahi idame ettiremiyor. Gelir adaletsizliği derinleşiyor. Toplumun en zengin yüzde 1’i toplam servetin yüzde 41’ini elinde tutuyor. Yüzde 99’u olarak bizler ise geriye kalan yüzde 59’u paylaşıyoruz. Geldiğimiz noktada Türkiye asgari ücretliler ülkesine dönüştürülmüş, emeğin milli gelirden aldığı pay son yirmi yılın en düşük noktasına inmiştir.”