Gelişen ülke paraları ışıldıyor, TL kaybedenler liginde kaldı
Gelişen ülkelerin para birimleri ocak ayı yükselişleriyle dikkat çekerken, TL, 2023 yılında dolar karşısında en kötü performansı gösteren para birimleri arasındaki yerini koruyor.
Dünyada ekonominin toparlanmaya dair emareler göstermesi gelişmekte olan ülke hisselerine ve tahvillerine ilgiyi artırdı. Gelişen ülke piyasalarına rekor fon girişi olurken para birimlerinin dolar karşısındaki değer kazancı da artıyor. Türkiye ise ‘Yeni Ekonomi Modeli’nde uygulanan politikaların karmaşıklığı ve TL’nin düşük reel faiz getirisi nedeniyle bu fon akışından faydalanamıyor. Yılbaşından bu yana gelişen ülke paraları dolar karşısında ralli yaparken, TL yine kaybedenler kulübünde yer aldı.
Yılbaşından bu yana bakıldığında Kolombiya Pesosu yüzde 7.38, Şili Pesosu yüzde 6.76, Rus Rublesi yüzde 6.72, Tayland Bahtı yüzde 5.28, Macar Forinti ise yüzde 4.4 kazançla ilk beşte yer aldılar. TL ise dolara karşı kaybeden beş para birimi arasında yer aldı. Para birimlerinin dolara karşı 2023 perfomansında Arjantin Pesosu yüzde 4.42 değer kaybıyla ilk sırada yer aldı. Yıl başından bu yana Güney Afrika Randı yüzde 0.91, Peru Solü yüzde 0.79, Türk Lirası yüzde 0.53, Hong Kong Doları ise yüzde 0.35 değer kaybetti.
REKABETTE GERİDE
ABD Merkez Bankası’na ilişkin faiz artırım beklentilerinde görülen törpülenmeye paralel yıl başından bu yana dolar cinsi varlıklar da zayıflıyor. Bu zayıflama, gelişmekte olan ülke para birimlerine pozitif olarak yansırken iyimserlik Türk Lirası’na yansımıyor. Birçok gelişmekte olan ülke yeni finansal yatırım eğilimlerine uymak için faiz oranlarını artırırken Türkiye gelişen ülkelerdeki getiri rekabetinin de gerisinde kalıyor. Türkiye’de uygulanan para politikası, negatif reel getirileri (- % 55.2) standart dışına iterek, TL cinsi tasarruf tutmayı çok zorlaştırdı.
Politikalar yabancı için anlaşılması zor ve caydırıcı
Ata Yatırım Hazine Direktörü Etem Öztekin, bu dönemde birçok gelişmekte olan ülke para birimi portföy akımlarının etkisi ile değer kazanırken, TL’de kazançların sınırlı kalmasının nedenleri anlatırken, özellikle Türkiye ekonomisinin enerjide dışa bağımlı yapısının, cari denge kanalı ile TL üzerinde baskı yaratmayı sürdürdüğüne işaret etti. Uygulanan ekonomi politikalarında makroihtiyati önlemlerin ağırlığının giderek arttığını, makroekonomik çerçevenin yabancı yatırımcılar açısından anlaşılması zor ve kısmen caydırıcı olduğunu söyleyen Öztekin, bunun portföy ve doğrudan yatırım gelişmeleri ile gözlemleyebildiklerini aktardı.