Yurtlardan çıkarılan öğrencilerden uzaktan eğitime tepki
6 Şubat depreminin ardından depremzedelerin Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarına yerleştirilmesi nedeniyle üniversitelerde uzaktan eğitim kararı, öğrenciler ile ailelerinin tepkisini çekti.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ve 10 ili yıkıcı şekilde etkileyen depremlerin ardından 11 Şubat’ta, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasına karar verildi.
Karar üzerine, Türkiye genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun pek çok yurdunda, depremzedelerin yerleştirilecek olması nedeniyle öğrencilerden odalarını boşaltmaları istendi.
EŞYALAR SİYAH POŞETLERE KONULDU
Barınamıyoruz Hareketi’nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, öğrencilere ait olan eşyaların habersiz toplanarak siyah poşetlere konulduğu görüldü. Barınamıyoruz Hareketi, söz konusu videoyu “İstanbul Büyükçekmece Kız Öğrenci KYK Yurdu öğrencilerinden habersiz eşyalar toplanıyor. Depremzedelerin mağduriyeti öğrencilerin mağduriyetiyle çözülmez. Yurtlar değil, boş evler verilsin” notuyla paylaştı.
‘Yurtsuzlar’ isimli öğrenci hareketinin üyelerinden Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 4’üncü sınıf öğrencisi Leyla Mavili, söz konusu karara ilişkin ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“İLK GÖZDEN ÇIKARILAN BİZ OLUYORUZ”
*Üniversiteliler olarak önce ders başlama tarihinin bir hafta ertelendiğini duyduk, ardından yapılan açıklama, bahar döneminin bir sonraki açıklamaya kadar ertelendiğine dairdi. Son yapılan açıklamada da depremzedelerin KYK yurtlarına yerleştirilmesi gerekçesi ile online eğitime geçildiği haberini aldık.
*Yurt müdürlükleri alelacele arkadaşlarımızın eşyaları ile beraber bir anda akşam yurtlardan çıkmalarını istediler.
*Özellikle Ankara’da Cebeci Site Yurdu’nda ve Çubuk Yurdu’nda bir anda arkadaşlarımızın derhal çıkmalarını istediler ama ilk gözden çıkarılan biz oluyoruz ama bu o kadar mümkün bir şey değil. Çünkü, sömestr dönemindeydik ve halen memleketlerinde olan arkadaşlarımız vardı ve onların özel eşyaları yurt müdürlüklerince siyah çöp poşetlerine konup kapıların önlerine dizildi.
“HER BİRİNİN MİSAFİRHANELERİ VAR”
*Deprem ülkenin büyük bir bölümünü etkiledi; on binlerce yitirdiğimiz insan, on binlerce yaralı var ve milyonlarca depremzede var. En yakın bölge olarak Ankara’ya yerleştirilmeleri gerekiyor, sağlık hizmetinin burada daha elverişli olması, buraya getirmeleri gerekiyor ama pandemide de deneyimlediğimiz gibi ilk gözden çıkarılanın üniversitelilerin olmaması gerekiyor.
*Burada çok fazla devletin anlaşabileceği otel var, burada çok fazla bakanlık, müdürlük var ve bunların her birinin misafirhaneleri var. Pandemiden beri tartıştığımız barınma krizi, emlak krizi var.
*Bu emlak krizinin bir noktada müsebbibi olan emlakçılar ile anlaşıp devletin ödediği şekilde boş evlere yerleştirilebilirdi insanlar. İlk elden akla KYK yurtlarının gelmesi aslında bu memlekette gençliğin ne kadar değersiz olduğunun kanıtı. Biz üniversiteliler, üniversiteyi kapattık deseler de elimizden ne gelirse yapıyoruz.
*Dayanışmaysa, yardımlaşmaysa ya da bizzat hesaplaşmaysa buradayız. Elimizden geleni yapıyoruz. YÖK’ün tek kapatma sözü ile kapanmaz. Gerekirse biz odalarımızı paylaşırız ama durum bu değil. Durum tüm Türkiye’de üniversitelilerin bu kadar ikincil bu kadar görünmez olması ve tek kalemde silinebilir olmaları.
“GİDECEK OTOBÜS PARASI DA YOK”
*Pandemide de deneyimledik, iki sene sürdü bu süreç. Aile evlerine hapsedilmiş durumdaydık, burada özel olarak şunun parantezini açmak zorundayım. Kadın ve LGBTİ öğrenciler bir gecede evlerine gönderildiğinde şiddet dolu eve geri dönmek demek ve bu kimsenin umurunda değil.
*Örneğin, Cebeci Site Öğrenci Yurdu’nda kalan arkadaşlarımıza depremzedeler gelecek o yüzden yarın bir başka bloğa sevk edileceksiniz denildi. Ancak kaydolmak için sıra bekleyen arkadaşlarımıza ‘Gitmek zorundasınız, çünkü bir sebebiniz yok’ dendi.
*Sebep diye aradıkları şey, tıp fakültesi, diş hekimliği, veterinerlik son sınıfları ve zorunlu staj belgesi olanlar, bir de ailesi deprem bölgesinde olanlar kalabiliyor. Birinci sınıf olan ama kalacak yeri olmayan, zorunlu stajı olmayanlar nereye gidecek? Bugün ülkede korkunç bir deprem yaşandı.
*Yönetememe krizi de var. Biz bundan bir hafta öncesine kadar ekonomik krizi tartışıyorduk. Görmüyorlar ama üniversitelilerin Ankara’dan otobüsle memleketlerine gidecek otobüs parası da yok.
*Özel olarak üniversiteliler mağdur demeye çalışmıyorum; ne kadar görmezden gelindiğinin özellikle bunun kadın ve LGBTİ olduğunda bunun nasıl katmerlendiğinden söz etmek istiyorum. Hiçbir arkadaşım memlekete dönmeyecek burada depremzedeler ile halen daha bölgede yaşam savaşı veren depremzedeler ile dayanışmayı sürdürmeye devam edeceğiz, elimizden gelen neyse.
“BURADA BİR EYLEM PLANININ OLMADIĞINI GÖSTERİYOR”
Ankara’da Cebeci Site Kız Öğrenci Yurdu’nda ise öğrenciler odalarını boşaltmaya devam ediyor. Öğrencilerin taşınma işlerine yardım için Ankara’ya gelen aileler öğrenci yurdunun önünde çocuklarını bekliyor. Bir öğrenci yakını, uzaktan eğitim ve yurtların boşaltılması kararıyla ilgili şunları söyledi:
*Depremden dolayı üzücü bir durumla karşı karşıyayız. Bir memlekette ilk gözden çıkartılan şeylerin eğitim kurumları olmaması gerekiyor. Ne olursa olsun AFAD gibi unsurların ya da devletin bununla ilgili kurumlarının çok önceden bununla ilgili önlem alması, hesaplaması gerekirdi.
*Burada bir eylem planının olmadığını gösteriyor. Yurt güzel yapılmış öğrenciler için güvenli bir ortam, gelecek insanlar içinde güvenli ortam. Burada da kalmalarını isteriz, burada da sorun yok.
*Burada ilk gözden çıkarılması gereken unsurların çocukların üniversiteleri olmamalıydı. Öbür türlü durumlar, nakdi bedeller ile kurtarabilirsiniz ama eğitimi nakdi bedeller ile kurtaramazsınız.
*Her zaman öldürülen bir zaman olur. Bu da bizi şunu gösteriyor ki, sanırım Kızılay gibi unsurların çok fazla çadırları olduğu gerçeği vardı ama bugün bunları kullanamıyorsak zamanında doğru önlemlerin alamadığımızı gösteriyor.
“KYK YURTLARINA YERLEŞTİRİLMEMELERİ GEREKİYORDU”
Yurdundan ayrılan bir kadın öğrenci ise ANKA Haber Ajansı’na şu açıklamayı yaptı:
*Ben artık bir şey demek istemiyorum, modum o kadar düştü ki… Hiçbir şey değişmiyor. Online eğitim olmayacağı zaten belli. Hala daha buna çabalamaları çok saçma, o kadar yer varken yurtları kapamaları saçma.
*Ben okuduğumu anlamıyorum online eğitimle, çok verimsiz olacak. En azından bize bir ay tatil olacak sonra yurtlarınıza döneceksiniz; yüz yüze eğitim devam edecek deselerdi onaylardık ama öyle bir durum da mevcut değil.
*Bir sürü otel var, 800 bin kapasiteli yurt varmış. Onun kat be kat fazlası oteller mevcutken KYK yurtlarına yerleştirilmemeleri gerekiyordu.
“NE HALDE OLURUZ ACABA”
Başka bir öğrenci de uzaktan eğitime geçilmesine yönelik şu yorumu yaptı:
*Yüz yüze bir şey öğrenilir, uzaktan kimse okulu takmıyor. Ayrıca etkili de değil ve benim anlamadığım ve çok fazla da tepki gösterdiğim şey neden her felakette, her kötü olayda öğrencilerden çıkarılıyor cezası?
*Mağdur olduk çok fazla. Sebebi de belli, kızamıyorum. Depremzedeler gelecek. Başımızın üzerinde yerleri var ama çözüm bu değildi. Ülkede çok fazla konut var, boş konut var ve devletin bunların hepsini alacak gücü de var. Fakir bir devlet değiliz sonuçta ama çözümü öğrencileri yurtlarından ederek buldular.
*İnşaat mühendisleri için de eğitim konusunda olumsuz sonuçlara yol açacak. Sonuçta dört yıllık eğitim alan inşaat mühendislerin elinde bu haldeysek bir buçuk yıl eğitim alan inşaat mühendislerinin elinde ne halde oluruz acaba? (ANKA)