Tarım arazileri parsel parsel satılıyor

Türkiye’de konut satışı karşılığında yabancılara vatandaşlık verilmesinin yanı sıra yabancılara arazi satışı, şirket kurulumu gibi olanakların da kolaylaştırılmasıyla yabancılara toprak satışımız arttı.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre Ocak 2010–Temmuz 2020 tarihleri arasında, gerçek kişiler tarafından satış vb. yollarla 11 bin 595 adet ve 21 milyon 284 bin 892 metrekare ana taşınmaz edinilirken, yalnızca 2022 yılında 5 milyon 219 bin 309 metrekare satış gerçekleştiği açıklandı.

2022’DE 5,2 MİLYON METREKARE ARAZİ YABANCILARA SATILDI

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in tarım arazilerinin yabancılara satışına ilişkin soru önergesine yanıt veren Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yalnızca 2022 yılında Türkiye’de 5 milyon 219 bin 309 metrekare tarım arazisinin yabancılara satışının gerçekleştiğini açıkladı.

Aralarında tarla, bağ, bahçe olan tarım arazilerini 765 yabancı uyruklu kişinin aldığı belirtildi.

En fazla tarım nitelikli taşınmaz alan kişilerin ilk sırasında Ürdün, ikinci sırasında Filistin, üçüncü sırasında İsrail, dördüncü sırasında Suudi Arabistan ve beşinci sırasında Katar yer aldı.

EN FAZLA ÜRDÜNLÜLER ALDI

Bakan Kurum’un paylaştığı listeye göre satılan arazilerin metrekareleri şöyle oldu:

Ürdün: 984 bin 611 metrekare,

Filistin: 656 bin 962 metrekare,

İsrail: 519 bin 158 metrekare,

Suudi Arabistan: 385 bin 955 metrekare,

Katar: 379 bin 519 metrekare,

Yemen: 280 bin 744 metrekare,

Mısır: 245 bin 318 metrekare,

Lübnan: 231 bin 659 metrekare,

ABD: 196 bin 8 metrekare,

Irak: 195 bin 734 metrekare

EN FAZLA ARAZİ KONYA’DAN ALINDI

2022 yılında yabancılara en fazla Konya’dan tarım arazisi satıldı. Konya’yı İstanbul izledi. Sıralama şöyle oldu: Konya, İstanbul, Bilecik, Manisa, Sakarya, Kırklareli, Eskişehir, Denizli, Bursa, Kocaeli.

Gürer, bir yılda satılan tarım arazisi miktarının 5 milyon metrekareden fazla olduğuna dikkat çekerek, “Böyle giderse yıllar içinde tarım arazilerimizin çoğunluğu yabancılar tarafından satın alınacak gibi görünüyor” dedi.

Tarım arazisi satın alanların uyruklarına bakıldığında çoğunlukla Arap ülkeleri oluğuna da işaret eden Gürer, “Ülkemizde tarım yapan yabancı uyrukluların sayısı artıyor. Edindikleri tarım arazisi miktarı her geçen yıl katlanıyor” diye konuştu.

‘VENEZUELA’YA GİDERKEN ELDEKİNDEN OLUYORUZ’

Gürer, AKP iktidarları döneminde Sudan, Nijer ve Venezuela’da tarım için girişimde bulunulduğunu da anımsattı.

Gürer “Eldeki kuş daldaki iki kuştan iyidir” diye atasözümüz var. Ülkemiz tarım arazileri yabancı ülkeler tarafından satın alınıyor. Dikkat edilirse yakın sayılan ülkeler tarım arazilerimize ilgi duyuyorlar. Ülkemiz toprakları tarımda yabancılar için ilgi alanı olurken Türkiye uzak ülkelerde tarım peşinde koşacağına ülke tarımını geliştirip, GAP’ı bitirseydi tarımda sorunlarımız azalırdı ama farklı coğrafyalarda tarım için arayış sevdasına düştü” dedi.

“Sudan ülkesi ile 28 Nisan 2014 tarihinde imzalanan ve yasal prosedürü 19 Kasım 2015 tarihinde tamamlanan anlaşma ile toplam 793 bin hektar tarım arazisi için Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi kurulsa da Sudan’da yaşanan yönetim olayları nedeniyle bir yatırım yapılamadığı açıklandı” diyen Gürer, şöyle devam etti:

“9 yıldır iktidar bu konuda bir iş yapmasa da, şirket masrafları dahil ciddi bir çaba harcadı. Yetmedi Nijer’de tarım sevdası depreşti. O anlamda da yeterli yol alınmadı. Son Bakan Kirişçi, Venezuela’da tarım için açıklamalar ve girişimlerde bulundu.

Cumhurbaşkanları arası görüşme ile oluşan teklife göre, Venezuela’da Türkiye için ayrılan ve ‘Turkish land’ olarak adlandırılan bölgede tarımsal yatırım yapılması ve elde edilecek hasılatın yüzde 70’inin yatırımcıya, geri kalan yüzde 30’luk kısmının da Venezuela’ya bırakılması için uzlaşıldı. Oysa ülkemiz 3 bin 649’u endemik 12 binden fazla bitki türünü barındıran nadir ülkelerden biridir.”

21 ÜRÜNDE AÇIK VAR

“Ülkemiz tarımda yurt dışı arayışı sürerken yakın ülkeler de ülkemizden arazi ediniyor. 21 üründe arz açığımız var. Eldeki kuş kaçmakta iken daldaki kuşun peşine düşen bir tarım yönetim anlayışı var. Özünde eldeki kuşa sahip çıkmayı önceliklemeliyiz” diyen Gürer, şöyle devam etti:

“Kendi topraklarımızda kendi çiftçimizin ‘maraba’ olmasına yol açacağımıza köylünün milletin efendisi olması için mücadele etmeliyiz. Ülke topraklarında ülkemiz çiftçisi, üreticisi ile tarımı geliştirmeliyiz.

Hububat ambarı Konya’nın farklı ülkelerin ilgi alanı olması da ayrıca dikkate değer.

Yabancıların arazi aldığı ilk on şehir, ülkemizin en verimli topraklarının olduğu illerdir. Tarımda eldeki kuş uçmak üzere iken daldaki kuşların peşinde koşan anlayışla sorunlar katlamaktadır.”