AB’nin Çin’den elektrikli otomobil ithalatına ek vergi kararı sektörü tehdit ediyor
İngiliz Motorlu Araç Üreticileri Topluluğu (SMMT) İcra Direktörü Mike Hawes, Avrupa Birliği’nin (AB) Çin’den elektrikli otomobil ithalatına ek vergi getirme kararının etkilerini yakından takip ettiklerini belirterek, “Bu tür gümrük vergilerinin uygulanması pazar için bir tehdit. Bu karar AB’nin soruşturması sonunda alındı. İngiltere’de böyle bir soruşturma yok.” dedi.
İngiliz Motorlu Araç Üreticileri Topluluğu (SMMT) İcra Direktörü Mike Hawes, AB’nin Çin’den elektrikli otomobil ithalatında yüzde 38,1’e varan ek vergi kararı ve bunun İngiltere pazarına olası yansımalarıyla sektördeki diğer gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
Sektörün küresel çapta serbest ticaretten yana olduğunu dile getiren Hawes, şöyle devam etti:
“Bu bizim de desteklediğimiz bir düşünce. İngiliz otomobil pazarı her zaman çok açık oldu. Dolayısıyla Koreli, Japon ve Avrupalı markaların burada nispeten büyük pazar paylarına ulaştığını söyleyebilirim. Dolayısıyla, bu tür gümrük vergilerinin uygulanması pazar için bir tehdit. Bu karar AB’nin soruşturması sonunda alındı. İngiltere’de böyle bir soruşturma yok. İngiltere de bir soruşturma yapmaya karar verebilir ama henüz böyle bir karar alınmış değil. Herhangi bir İngiliz üreticinin hükümetten bu yönde bir talepte bulunduğunu da duymadım.”
Hawes, sektör olarak söz konusu kararın etkilerini yakından takip ettiklerini belirterek, Çinli otomobil markalarının İngiltere pazarındaki payının yılın bu dönemi itibarıyla yüzde 4,7 olduğunu söyledi.
Çinli markaların İngiltere elektrik pazarındaki payının ise yüzde 9 ile daha büyük bir paya sahip olduğu bilgisini paylaşan Hawes, “Çin’de üretilen araçlara bakarsanız ki Tesla ve Polestar gibi şirketler Çin’de üretiyor ve bu markalar oradan Avrupa’ya ihraç ediyor. Çin’de üretilen ve İngiltere’ye gelen elektrikli otomobillerin payı ise yüzde 29. Yani oldukça dikkatli olunması gereken bir konu bu. Bu nedenle adil ve serbest ticaret istiyoruz ve durumu çok yakından izliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“İNGİLTERE’NİN ŞARJ ALTYAPISINI GENİŞLETMESİ GEREKİYOR”
Hawes, İngiltere’de elektrikli araç pazarının büyüdüğünü ancak uzun vadede bu araçlarını maliyetlerini düşürmek ve rekabetçiliği sağlamak için bazı sorunların ele alınması gerektiğini dile getirdi.
Bunlardan birinin elektrikli araç şarj altyapısına yönelik olduğunu anlatan Hawes, “Ülkemizde şarj altyapısını genişletmemiz gerekiyor. Araçlar evde şarj ediliyorsa sorun yok ancak insanlar bu araçları daha rahat kullanabilmek için farklı noktalarda da şarj edebilecekleri konusunda kendilerine güvence verilmesini istiyor.” diye konuştu.
Hawes, İngiltere’de yasaların emisyonları 2050 itibarıyla net sıfır seviyesine düşürülmesini gerektirdiğini anımsatarak, en fazla emisyona yol açan sektörlerden biri olarak kara yolu ulaşımının karbonsuzlaşması gerektiğini söyledi.
Sektörün 2035 itibarıyla karbonsuzlaşma taahhüdü verdiğini ifade eden Hawes, “İngiltere burada emisyonların azaltılmasında kendi katkısını gözetebilir ve bu da taahhütlerini yerine getirmek demek. Aksi takdirde başkalarından daha fazlasını yapmalarını istemek için hiçbir güvenirliğiniz kalmaz.” dedi.
SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI İHRACATI ARTIRMADA ROL OYNAYACAK
Hawes, İngiltere otomotiv sektörünün yaklaşık 150 ülkeye ihracat yaptığını dile getirerek, serbest ticaret anlaşmaları kapsamında ihracatın daha rekabetçi hale geldiğini aktardı.
İngiltere’nin halihazırda birçok ülkeyle serbest ticaret anlaşması için görüşmeler yürüttüğünü anımsatan Hawes, Kanada ile serbest ticaret görüşmelerinin İngiltere’den gelen araçlara yüzde 6 ek vergi uygulanmasına ilişkin karar sonrası askıya alındığını dile getirdi.
Hawes, İngiltere’nin daha fazla serbest ticaret anlaşması imzalamasının sektörün ihracatını artırmayı kolaylaştıracağını sözlerine ekledi.
SMMT verilerine göre, İngiltere’de geçen yıl yaklaşık 315 bin bataryalı elektrikli araç satıldı. Elektrikli araçların pazar payı yüzde 16,5 oldu.
İngiltere’de Sıfır Emisyon Araç (ZEV) zorunluluğu kapsamında ülkede 2030 itibarıyla tüm yeni otomobil satışlarının yüzde 80’inin ve 2035 itibarıyla ise tamamının sıfır emisyonlu olması gerekiyor.