Ankara’da okyanus izleri
Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, “Gölbaşı’ndaki Tulumtaş Mağarası’ndan alınan toprak örneklerinin krom, nikel, kobalt değerlerinin çok yüksek çıkması doğrudan okyanus kabuğundaki taşlarla ilişkili olduğunu gösteriyor” dedi
Gölbaşı ilçesinde maden arama faaliyeti sırasında keşfedilen Tulumtaş Mağarası’nda çalışmalar yapan Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, mağaranın oluşumuyla ilgili araştırmaların devam ettiğini söyledi.
Özellikle kalsiyum karbonatların çözülmesi sırasında okyanus kabuğundan kaynaklanmış olan taşlardan da etkilenerek çözünen elementlerin suyla beraber hareket edip Tulumtaş Mağarası’nın şekillenmesinde rol oynadığını aktaran Kadıoğlu, “Mağaradan alınan toprak örneklerinin krom, nikel ve kobalt değerlerinin çok yüksek çıkması bize doğrudan, okyanus kabuğundaki taşlarla ilişkili olduğunu gösteriyor” dedi.
İNCELEMELERDE MAĞARANIN FARKLI ÖZELLİKLERİ ORTAYA ÇIKARILIYOR
Mağaranın suyun çekilmesiyle 5 milyon yıl önce 150 milyon yaşındaki Jura yaşlı kayaların çözünmeye başlamasıyla ilk oluşum izinin gerçekleştiğini aktaran Kadıoğlu, şöyle konuştu:
“Şu an Ankara’nın bulunduğu yerin bundan 90 milyon yıl önce okyanus, 30 milyon yıl önce deniz ve 5 milyon yıl önce tamamıyla göl, günümüzde ise karasal bir hal aldığını görüyoruz. Ankara’nın hem kuzey bölümü hem de güney bölümü okyanus kabuğunun taşlarıyla karakterize edilmektedir. Çevredeki kayaların bileşiminden de etkilenen bir çözelti oluştuğu için okyanus kabuğunun etkisini biz Tulumtaş Mağarası’nın toprağının içinde bileşimsel anlamda görebilmekteyiz. Tulumtaş Mağarası uygulamalı eğitim için çok önemli bir fırsat. Mağara, Ankara için önemli bir fırsat.”
Tulumtaş Mağarası’nın oluşumu sırasında oluşan sarkıtların, dikitlerin hikayesini anlatabilmek için mağara içine Gölbaşı Belediyesi tarafından özel açıklamalı levhaların konulduğunu belirten Kadıoğlu, şöyle devam etti:
“Halkımız ziyaret ederken, yaprak şeklindeki, özellikle lahana şeklindeki yapıların nasıl ve neden oluştuğunun açıklamasını bulacaklardır. Bununla birlikte mağaranın en ilginç taraflarından biri de bazı yapıların kendiliğinden oluşmasıdır. Bazı figürlerin çözülmeler sırasından oluşması, mağaranın cazibesini artırmakta, ziyaretçinin de ilgisini önemli anlamda çekmektedir. Mağarada ısının sürekli sabit kaldığını tespit ettik. Mağaranın tesadüfen taşocağı açılması, patlamayla ortaya çıkmış olmasından dolayı, vatandaşların emniyetli şekilde gezebilmesi için giriş bölümü çelik konstrüksiyonla desteklenerek güçlendirilmiştir. Tulumtaş Mağarası Gölbaşı Belediyesi tarafından projelendirilerek ihmal edilen bir çukurdan harikulade bir eğitim galerisine dönüştürülmüştür. Artık Ankara’nın gezilecek yeni doğal bir mekanı daha olmuştur.” (AA)