Kelebek Magazin

‘Bütün kadınların kafası karışıktır ’

Gazeteci-Yazar Ece Temelkuran’ın ilk kitabından tiyatroya uyarlanan “Bütün Kadınların Kafası Karışıktır” Selen Uçer’in kaleme aldığı ve yönettiği yeni versiyonuyla sahnelenmeye başladı. Oyun, güldürürken yürekleri sızlatarak düşündürüyor.

“Bütün Kadınların Kafası Karışıktır”, insani değerlerin çürüdüğü, kültürel–ahlaki yozlaşmayla toplumsal erozyonun arttığı, haksızlıkların ve kötülüklerin kanıksandığı bir konjonktürde, kalbi dünyanın daha güzel bir yer olması için çarpan idealist ve ilkeli bir yazarın düştüğü çaresizliğe odaklanıyor. Cesur ve temiz yürekli yazar, dik duruşu ve çırpınışlarına rağmen mücadelesindeki başarısızlıkla umutsuzluğa kapılıp bunalıma girdiğinde, beklemediği bir hayat akışının ortasında kalıyor. Tesadüfen yolları kesişen farklı renklerdeki kadınların halinden yine kadınlar anlıyor. Baştan sona temposu düşmeyen trajikomik oyunun finalinde ise umutlar yeniden yeşeriyor.

İŞTE VERDİĞİ MESAJLAR

Her halinden çok çalışarak hazırlandıkları anlaşılan sanatçıların etkileyici performansları kadar samimiyetleri de izleyiciyi ilk andan sonuna kadar sarıp sarmalıyor. Tiyatro Aysa’nın çatısında bir araya gelen sanatçılarla buluştuk, oyunun seyirciye ne anlattığını ve hangi mesajları verdiğini sorduk.

‘Kadınlar devrim yapıyor’

SELEN UÇER: Oyun, kadınların umutsuzluğa kapılmamalarını, kendilerini var etmelerini ve seslerini duyurmalarını öneriyor. Nitekim, son yıllarda Türkiye’de ve dünyada kadınlar eşit var oluş için seslerini daha yüksek haykırmaya başladı. Ece’nin (Temelkuran) değerlendirmesiyle söylemek gerekirse, kadınlar devrim yapıyor.

AYFER TOKATLI: Bu oyun, kadın erkek eşitsizliğinden ziyade, kadınların kendi aralarındaki mücadeleyi anlatan bir oyun aslında… Çok farklı sınıfları temsil eden ama aynı zamanda ortak bir dil oluşturmaya çalışan kadınların hikayesi diyebiliriz buna.

ELİT ANDAÇ ÇAM: Kadınlar olarak, her şeye rağmen bir arada durabilmenin anlamı üzerine bana da öğretici bir deneyim oldu. Bana en değerli gelen kısmı da farklı kesimlerdeki kadınlar arasında ortak bir bilinç ve her ne olursa olsun dayanışma duygusu oluşturması.

DENİZ IŞIN: Oyunu izlediğinizde, başta kadınların kendine has dertleri olduğunu düşünüyoruz ama temelde hepsinin dert ortaklığında buluşabildiğini görüyoruz ve kadınların dertler deryasında oluşunun kanıksanmasını… Bu bana acı geliyor. O kanıksamayı kırmaya dönük bir yönü de var karakterlerin. Kadınların birbirini dinlemesi ve anlamasının önemi ve değeri de anlaşılıyor.

SEMİH VAROL: Oyunda kadını duymaya başladığınızda değişim başlıyor. Ayrıca, genelde kurtarıcının erkek olmasının da sorgulandığı bir oyun bu.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ