Çocukların şeker tüketimine dikkat!
Ramazan Bayramı’nda sıklıkla tüketilen şekerin çocuklarda yarattığı olumsuz etkilere dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, aileleri uyardı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, bayramda tatlıların öğün yerine karın doyurma amaçlı tüketilmemesi, hem çocuklar hem de erişkinlerin karbonhidrat tüketimini mümkün olduğunca sınırlamasının önem taşıdığını söyledi.
Aşırı şeker tüketiminin zararlarına değinen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şekeri mutlaka kontrollü tüketmek gerekiyor. Karbonhidrat vücudumuzun ihtiyacı, enerji kaynağımız ama aşırıya kaçtığımızda, şekeri aşırı tükettiğimizde birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyoruz. Bunlardan ilki aşırı şeker tüketimi, bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Kalitesiz karbonhidrat, yüksek miktarda şeker alımı, kalp damar, diyabet gibi kronik hastalıklar ve kansere de davetiye çıkarıyor.”
İNSÜLİN DİRENCİNDE EN RİSKLİ DÖNEM
Özellikle ilave şeker içeren içecekler ve paketli gıdaların sürekli tüketiminin bağımlılık yapabildiğini vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
“Erken çocukluk dönemi ve ergenlik, şeker tüketimi açısından insülin direnciyle beraber en yüksek riskli olarak tanımladığımız dönemler. Bu dönemlerde aşırı şeker tüketimi, insülin direncini tetikliyor ve erişkin çağda diyabet, kalp damar hastalıklarının yanında depresyon, duygu durum, kaygı bozuklukları, demans, alzaymır, çeşitli kanserler ve polikistik over sendromuna yol açabiliyor.”
DEPRESYONA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Birçok uluslararası bilimsel çalışmada bu sonuçların gösterildiğine işaret eden Yıldız, “Çocukluk ve ergenlikte insülin direncinin yüksek olması, yaşamlarının geri kalan bölümünde fiziksel hastalıkların yanında duygu durum bozuklukları, depresyon, kaygı bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıklara da meyillerini artırıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Yıldız, ayrıca çocuklarda tat duyusunun çok erken dönemde geliştiğine dikkat çekerek, ailelere şu uyarılarda bulundu:
“Çocuklarda tat duyusu daha 3 yaşına gelmeden gelişiyor. Yani bir çocuğun 3 yaşına gelene kadar neyle beslendiği 33 yaşında, 53 yaşında da hangi besini canının istediğinde belirleyici oluyor. Bu nedenle bu yaş grubunu paketli gıdalar, şeker ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden mutlaka uzak tutmamız, karbonhidratın da kaliteli gruptan yani sebze, salata, meyve tarafından alınmasını sağlamamız çok önemli.”
ENSE, BOYUN VE KOLTUK ALTINDA RENK KOYULAŞMASINA DİKKAT
İnsülin direncinin toplumda her 4 kişiden 1’inde görüldüğünü, çocuklarda da ortaya çıktığını aktaran Yıldız, hastalığın uzun süre belirti vermeden seyredebildiğini ama bazı belirtilerin de uyarıcı olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, “İnsülin direnci olan çocuklarda ense, boyun ve koltuk altında renk koyulaşması olabiliyor. Çocuk ve ergenler ile yetişkinlerde, sık acıkma, tatlı krizleri, özellikle karbonhidrat ağırlıklı bir öğün yedikten sonra birkaç saat içinde terleme, titreme, uyku, dalgınlık yaşanabiliyor” şeklinde konuştu.
Genç kızlarda adet düzensizliğinin, bir anda hızlı kilo alımının da insülin direnci belirtileri arasında yer aldığını, bu tip durumlarda bir uzmana başvurulması gerektiğini vurgulayan Yıldız, ayrıca bel çevresinin kadınlarda 80, erkeklerde ise 94 santimetrenin üzerinde bulunmasının çok önemli bir belirti olduğunu kaydetti. (AA)