Emin Müftüoğlu: Hedef olimpiyat madalyası
Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, Türk bisikletinin dününü, bugününü ve yarınını SÖZCÜ’den Devrim Demirel’e anlattı.
Bisiklet dünyanın en çok ilgi gören sporlarından biri… Pandemi döneminde yapılan bir araştırmaya göre; en büyük 3 tura (Fransa, İtalya, İspanya) ev sahipliği yapan Avrupa’nın en popüler 10 branşı arasında bisiklet de var.
Söz konusu listede basketbol ve voleybolun olmadığını belirtelim… Türk bisiklet tarihinde ilk yarışlar Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1890’larda yapılsa da; profesyonelleşme ancak 2010’lu yıllardan sonra gerçekleşti.
Buna karşın, ülkemizin en köklü ve prestijli uluslararası spor organizasyonlarından biri, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu. Bu yıl 59’uncusu düzenlenen TUR’da SÖZCÜ’yü de misafir eden Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu ile Türk bisikletinin dününü, bugününü ve yarınını konuştuk.
– Öncelikle bu yılki TUR’un genel bir değerlendirmesini yapar mısınız?
– Bu yılki organizasyon fazlasıyla tatmin etti. Takımların ve hakemlerin geri dönüşlerinden çok memnunuz. Bizim için çok önemli bu. Bir etabın sonucu, itirazlar üzerine, futboldaki VAR’a benzer incelemeyle değişti. Bu, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun uluslararası arenada ne kadar ciddiye alındığını gösteriyor.
– Geçen yıllara göre merkezi ve yerel otoritenin desteğinin arttığını gözlemledik. Doğru mu?
– Evet. Geçen yıllara göre Cumhurbaşkanlığı’ndan yerel otoritelere, polisi, jandarması, tüm devlet kurumlarımız da bize çok daha fazla destek verdiler. Çok daha organizeydik. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.
– Antalya’dan İzmir’e, oradan İstanbul’a… Halkın ilgisi?
– Bu yıl halk desteğinin de arttığını gördük. Ellerinde bayraklar, telefonlar. Hem sporcuları, hem kendilerini hem de yarışı çekiyorlar. Sosyal medya etkisi. Bisiklet kültürüne çok büyük katkısı olacak bunun. İnsanlar okuduklarına değil, gördükleri şeylere daha iyi adapte oluyor.
– Bu ilgi, Türk bisikletinin gelişimine nasıl katkı yapar? Nereden nereye geldik?
– Eskiden Mallorca’da, İsviçre’de çalışıyordu sporcularımız. Konya’daki velodromun yapılmasıyla bisikletin makus talihi değişti. Balkan şampiyonalarında onlarca madalya aldık. Avrupa ikincisi, üçüncüsü olduk. Yıldız seviyesinde (14-15-16 yaş) 150 civarı gencimizi okullarından izin alarak Konya’da kampa aldık. 25-30 kişilik bir havuz oluşturacağız. Bu gençleri TOHM’da (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri) yetiştireceğiz. Bundan sonraki olimpiyata nasıl gidiliri değil, nasıl madalya alırızı hesap eden bir federasyon olacağız. Futbolda Mısır, Mohamed Salah gibi bir figür çıkarıp peşinden kitleleri sürüklüyorsa, biz de çıkarmalıyız.
– Profesyonel seviyede durumumuz nedir?
– 2010’a kadar profesyonel takımımız yoktu. Daha önce sporcular kulüplerde ‘ek iş’ yaparak bisiklet sürüyorlardı. Artık 4 profesyonel takımımız var. 10’ardan 40 sporcu. Maaşları, hakları banka teminat mektubuyla garantiye alınmış sporcular. Sayıları çoğalsın istiyoruz. Bundan sonra kıta takımı kurmak istiyoruz. Bugün 1500-2000 aileyi bulan ‘gran fondo’ amatör yarışları var. Bir kültür, bir havuz oluştu. Çocuklar, anne-babalarının yaptığı spora ilgi duyuyor, yöneliyor. Ailece yarışlara katılanlar var. Bu açıdan, her yarış çok önemli.
– Dünya turu takımı?
– O çok zor! Bir dünya turu takımının bütçesi, futbolda Süper Lig’deki Anadolu takımlarının bütçelerinden fazla. Euro bazında hesap yapmanız lazım…
– Her çocuk, küçükken bisiklet hayali kurar…
– Bisiklet bir özgürlük. Çocukların güreş, tekvando, tenis gibi hayalleri yok. Bisiklet hayali var. O özgürlüğü yaşamak istiyorlar. Bisiklet sahibi olmak eskiden daha zordu. Şimdi genelde belediyeler, karne hediyesi olarak bisiklet dağıtıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı, okullara antrenör göndererek bisiklet eğitimi veriyor. Jandarma Genel Komutanlığı da bu yıl güvenli sürüş eğitimleri verdi.
– Bakanlığın size ayırdığı bütçeden, sponsor desteğinden memnun musunuz?
– Bütçemiz yeterli. Sıkıntımız yok çok şükür… Sponsorlarımız da günün şartlarında iyi. Ama olması gereken kadar mı; hayır.
– Avrupa’nın pek çok ülkesinde bisiklet yolları görüyoruz.
– Şehirlerdeki güvenli yollarla çok daha ilerleyeceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda destek veriyor. İstanbul’da sahil semtlerinde; Akdeniz’de, Ege illerinde bisiklet yolları var. Belediyeler artık bu işe önem veriyor.
– TUR’un kategorisi düşürülmüştü. Daha yukarılara çıkma olasılığı var mı?
– UCI (Uluslararası Bisiklet Birliği) yönetiminde, uluslararası masada daha önce vardık. Ara verdik, yine olmalıyız. Hep orada olmalıyız. O zaman turumuzun seviyesini arttırabiliriz.