Kelebek Magazin

En sık yapılan 15 diyet hatası

“Diyete rağmen bir türlü kilo veremiyorum diyorsanız hem test yaptırın hem de yaşam tarzınızı gözden geçirin” tavsiyesinde bulunan Endokrin …

“Diyete rağmen bir türlü kilo veremiyorum diyorsanız hem test yaptırın hem de yaşam tarzınızı gözden geçirin” tavsiyesinde bulunan Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, fazla kiloların; hormonal bir sorundan işlenmiş gıdalarla beslenmeye kadar birçok nedeni olabileceğini belirtti.

Kilo verme süreci ve gösterilmesi gereken istikrar kolay değildir. Dolayısıyla öncelikle fazla kiloların nedeni tespit edilmelidir. Diyete başlamadan önce ve kilo verme sürecinde yapılan hataların, zayıflamaya engel olduğunu belirten Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, o hataları şöyle sıraladı…

Prof. Dr. Yeşim Erbil

1 – Kontrole gitmemek: Diyete rağmen kilo veremiyorsanız bunun nedeni hormonal sorunlar olabilir… Hipotiroidi, Cushing sendromu, polikistik over sendromu, insülin direnci kilo kaybını engelleyebilir. Bu sorunlar tedavi edilirse kilo problemi de ortadan kalkar.

2 – Sadece tartıya odaklanmak: Tartıda yeterli kilo kaybı olmayabilir. Adet dönemlerinde tartıda 2-3 kg kadar oynama olur. Egzersiz ile kas kütlesinde artış olabilir bu da yağ kaybı olmasına karşın tartıda kilo kaybı olmuyor gibi görülebilir. Bu nedenle sadece tartıya odaklanmak yerine bel çevresinin ölçülerek kilo verme sürecinin takip edilmesi daha uygun olacaktır.

3 – Çok az veya çok kalorili beslenmek: Kilo verme alınan kalorinin harcanan kaloriden az olması ile gerçekleşir. Günde 800 kaloriden düşük beslenme programları kas kaybına yol açabileceği için önerilmemektedir. Yapılan bir çalışmada bin 200 kalorilik bir beslenme programına alınan kişilerin yedikleri kayda alınmış ve 700-1000 kalori daha fazla aldıkları gözlenmiştir. Bu sık yapılan hatalardan biridir, ufak miktarlarda alınan atıştırmalıklar kilo vermeyi engellemektedir.

4 – Egzersize güvenmek: Egzersiz veya yürüyüş yapan insanların daha fazla kalori alma eğilimi vardır. Yapılan bir çalışmada egzersiz yapan grubun 800 kalori daha fazla aldığı saptanmıştır. On bin adım yürüme ile sadece 200 kalori yakıldığı ancak bir dilim pastanın 500 kalori olduğu unutulmamalıdır.

5 – Hatalı egzersiz yapmak: Dozunda yapılan egzersiz kas kaybını engeller, metabolizmayı hızlandırır ve yağ yıkımını sağlar. Aşırı egzersiz metabolik dengeleri bozacağı için yarardan çok zarar verir. Yürüyüş veya kardio programları önerilen egzersizlerdir.

6 – Diyet ürünlere yönelmek: Az yağlı etiketi ile satılan ürünlerde genellikle şeker miktarı yüksektir. Ayrıca bu ürünlerin glisemik indeksi fazladır ve tokluk oluşturmaz.

7 – Yeterli protein almamak: Protein tokluk süresini uzatır, açlık krizlerini önler. Yapılan bir çalışmada 2 grup insanın beslenme programı yüzde 30 ve yüzde 15 olarak ayarlanmış ve yüzde 30 protein alanların gün sonunda 700 kalori daha az aldıkları saptanmıştır.

8 – Yeterli lif almamak: Lifler suda çözününce mide ve bağırsakta kitle oluşturarak tokluk sağlar ve acıkmayı geciktirir. Ayrıca lifler bağırsaktaki yararlı bakteriler için besin kaynağı oluşturur.

9 – Ketojenik diyet yapmak: Bu beslenme şekli son yıllarda popüler olup hızlı kilo verildiği için tercih edilmektedir. Düşük karbonhidrat yüksek yağ içeriği olan bu programın hekim kontrolünde yapılması çok önemlidir. Kontrolsüz yapılması sıvı elektrolit bozukluklarına neden olabilir.

10 – Az ve sık yemek: Çok uzun yıllardır metabolizmayı hızlandırma inancıyla az ve sık yemek önerilmekteydi ancak günümüzde bu anlayış çoğunlukla terk edildi. Tokluk hormonunun aktive olabilmesi, insülin değerlerinin düşmesine fırsat vermek için uzamış açlık tercih edilmesi gereken beslenme şekli olmuştur. Özel bir durum olmadığı sürece günde 2 öğün yemek yeterli olacaktır. Açlık süresinin 12 saati geçmesi ile de insülin düzeyi düşüp yağ yakımı başlayacaktır.

11 – Ulaşılabilir hedefler koymamak: Kilo verme sürecinde üç ayda 30 kilo vermeyi planlamak gerçekçi ve uygun değildir. İdeal olan bir yılda vücut ağırlığının yüzde 10’unu vermektir.

12 – Aç kalmak: Zayıflamak için aç kalmak yanlış bir yöntemdir. Çünkü bu yöntemle vücut su kaybına uğrar, kas kaybı yaşanır. Ancak yağ kaybı olmaz. Bu arada güçsüzlük, kan şekeri düşüklüğü ve baş ağrısı gibi sorunlar ortaya çıkar.

13 – Şekerli içecek tüketmek: Şeker ilave edilmiş hiçbir içeceğin tüketilmemesi gerekir. Meyve sularının da şeker ilave edilmemiş olsa bile kalori açısından düşük olmadığı unutulmamalıdır.

14 – Etiketleri okumamak: Satın alınan ürünlerin besin içeriği, katkı maddesi gibi özelliklerini mutlaka okuyup ona göre satın almak gerekir.

15 – İşlenmiş gıdalarla beslenmek: İşlenmiş gıdaların glisemik indeksi yüksektir ve neredeyse sindirilip emilmeye hazırdır. Tokluk hissi kısa sürer bu nedenle işlenmiş gıdalardan her zaman kaçınmak gerekir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ