Kelebek Magazin

Gizli cennet: Eğrigöl

Antalya’nın Alanya ve Gündoğmuş ilçeleri sınırındaki Taşeli Platosunda yer alan ve son dönemde ciddi yapılaşma tehdidinin yaşandığı Eğrigöl’de ilkbaharın gelişiyle birlikte güzel görüntüler ortaya çıktı.

Gündoğmuş ve Alanya ilçeleri sınırındaki Geyik Dağları eteklerinde 2350 rakımdaki saklı güzelliklerinden Eğrigöl, ilkbaharla birlikte en güzel günlerini yaşıyor.

Yılın bu mevsiminde bireysel veya grup olarak çok sayıda doğa yürüyüş grubu, turistik firmalar ya da doğa gezginleri Eğrigöl ile etrafındaki yaylalara gezi düzenleyip, karlı dağları ve rengarenk çiçek türlerini fotoğraflıyor. 

YAPILAŞMA TEHDİDİ ALTINDA

Koronavirüs nedeniyle yaylalara ilginin arttığı döneme kadar sadece bölgedeki hayvancılıkla uğraşan ailelerin yayla evlerinin bulunduğu Eğrigöl’de koronovirüsle başlayan yapılaşma tehdidi giderek artıyor.

Alanya’da yerli ve yabancı turistlere yönelik doğa yürüyüşleri organizasyonları düzenleyen Halil Tokgöz, ilkbaharla Eğrigöl’ün en güzel dönemine girdiğini, birçok bölgeden bu muhteşem güzellikleri görmek için gelenler olduğunu söyledi.

Tokgöz, karlı dağların eteklerinde sarı ve mavi renkli çiğdemler, yağlı sarı ot denilen çiçek türleri, geven ve kırmızı dağ laleleri gibi birçok türde çiçek bulunduğunu kaydetti.

Pandemi dönemine kadar Eğrigöl etrafında 30’a yakın yapı varken, pandemiyle birlikte bu sayının hızla artamaya başladığını aktaran Tokgöz, şu an ev sayısının 100’ü aştığını ve yeni yapı alanları oluşturulduğunu dile getirdi. 

ÇOBAN KÜLTÜRÜNÜN YANSIMASI

Toroslarda yaptığı tırmanışlarla bilinen dağcı ve doğasever Hasan Hüseyin Kahrıman, yılın bu dönemi çiğdemler ve dağ laleleri başta olmak üzere birçok çiçek türüyle süslenen Eğrigöl gibi Güzelbağ ve Akdam gibi bölgedeki diğer yaylaların da doğal güzelliklere dolu olduğunu ifade etti.

Çiğdemler ve lalelerin oluşumunun sebebinin ise oradaki yayla faaliyetleri olduğunu belirten Kahrıman, “Eskiden günümüze gelen çobanlık kültürünün yansıması. Geçmişten günümüze yaz dönemleri yaylaya getirilen hayvanların dışkılarıyla doğal gübre görevi görüyor ve yayladaki bitki örtüsünün canlanmasını sağlıyor. Eğer bu çobancılık faaliyetleri olmasaydı biz burada çizgi ötesi geniş alana yayılan lale ve çiçekler çekemezdik” dedi.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ