Gobi Çölü’nde Türk izleri
Dünyanın en büyük çöllerinden biri olan Moğolistan’daki Gobi Çölü’nde yapılan araştırmalarda Altaylar ile Gobi arasında kültürel bağlantılara …
Dünyanın en büyük çöllerinden biri olan Moğolistan’daki Gobi Çölü’nde yapılan araştırmalarda Altaylar ile Gobi arasında kültürel bağlantılara tanık olan arkeolojik belgelere ulaşıldı.
Arkeolog ve yazar Prof. Dr. Semih Güneri başkanlığında, doktora öğrencileri Ahmet Bayburt ve Ayça Avcı’dan oluşan bilim takımı 1995 yılından itibaren uygulanan ‘Orta Asya’da Türk Kültürünün Arkeolojik Kaynakları’ projesi kapsamında Gobi Çölü’nde çalışmalarını sürdürdü.
Rusya’daki Irkursk Devlet Üniversitesi’nde tarih fakültesinde çalışan Prof. Dr. Semih Güneri, çalışmalarda Türklere ait kaya resimlerinin varlığıyla karşılaştıklarını, bölgede üst paleolitik çağ yani eski taş çağı yerleşim izlerine rastladıklarını söyledi.
Prof. Dr. Güneri, “Çöl bölgesinde bu tür erken yerleşme yerlerinin varlığı heyecan verici. ‘Bu topraklarda Türkçe konuşan halkların tarihi bu kadar erkene gidiyor olabilir mi?’ sorusuna yanıtlar arayacağız” dedi.
ÇİN-TÜRK İLİŞKİLERİ
Prof. Dr. Güneri, “Altay Dağları zirvelerinden itibaren geniş alanlara yayılan kaya resimlerinin çalışmalarını 13 yıllık araştırmalar sürecinde tamamladık. 2019 yılında Lena Nehri bölgesi kaya resimlerini çalıştık. Eksik parça Gobi’ydi. Bu yazın yürüttüğümüz çalışmalarla bu konuda ciddi yol aldık. 2023 çalışmalarımızın sonunda Kuzey Asya Türk kaya resimleri çalışmamızı tamamlamış olacağız” diye konuştu.
Güneri, sözlerine şöyle devam etti: “Gobi bölgesinde tahminlerimizin çok ilerisinde petroglif kaydı yaptık. Altaylardan itibaren doğu-batı yönde iki bin kilometre mesafeye yayılan kaya resimlerinin Ulanbator’dan itibaren güneye yönelerek 700 kilometrelik hat üzerinde yoğunlaştığını izledik. Bu hat paleolitikten itibaren Bozkır Kavimleri’nin Sarı Nehir boylarına, Helan Dağları üzerinden Çin ovalarına yönelen akınları sırasında kullandıkları en işlek yoldur. Petrogliflerin yoğunluğu bunun en somut kanıtıdır. Gobi üzerinden geçen bu petroglif hattının Çin (İç Moğolistan) tarafındaki uzantısını 2013 Çin Halk Cumhuriyeti araştırmalarımız sırasında izlemiştik.”
“İKİ MAMUT FİGÜRÜ VE ÜÇ YENİ PALEOLİTİK YERLEŞİM YERİ BULUNDU”
Çalışma koşullarının ağır olması nedeniyle araştırmacılar tarafından ilgi gösterilmeyen Gobi Çölü’nde daha önce birkaç araştırma yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Güneri, Türk bilim takımının uzun vadeli çalışmalarının bir parçası olması bakımından bu araştırmaların anlamlı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Güneri, “Gobi bölgesi araştırmalarımız sırasında biri mağara içinde ikisi açık alanda üç yeni paleolitik yerleşme yeri saptadık. Topladığımız, incelediğimiz taş alet örnekleri M.Ö. 15000-12000 arasını işaret ediyor. Sürpriz buluntu ise Gurvan Sayhan Uul bölgesinde bulduğumuz iki mamut figürüdür. Son üst paleolitik çağda (yukarıda verilen tarihlerin sonunda) nesli tükenen bu iri memelilere ait kaya resimleri üst paleolitik çağı tarihleyen en ilginç tasvirlerdir. Toplamda bu tür erken arkeolojik bulguların bölgedeki mevcudiyeti araştırmalarımızı gelecek yıldan itibaren Gobi bölgesine kaydırmamızı gerektirmiştir” dedi. (DHA)