‘Hekimler zorlanıyor, muayene süresi 5 dakika’
Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç, Aile Sağlığı Merkezlerinde hekimlerin hasta muayenesini 5 dakikada, hastane polikliniklerinde ise …
Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç, Aile Sağlığı Merkezlerinde hekimlerin hasta muayenesini 5 dakikada, hastane polikliniklerinde ise 5,5 dakikada yapmaya zorlandıklarını belirterek, “Sağlık çalışanlarının mevzuat ve uygulama ile ilgili sorunları var. Hekimlerin gitme nedeni tükenmişlik. Yurt dışına insan gibi hekimlik yapmak için gidiyorlar, başka heveslerle değil” diye konuştu.
Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç, kentteki 10 sağlık meslek örgütü ve sendika adına açıklamalarda bulundu. Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen toplantıda konuşan Ardıç, hekimlerin makul sürelerin çok altında hasta bakmaya zorlandıklarını, çalışma koşulları nedeniyle doktorların tükenmişlik duygusu içinde olduklarını söyledi.
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİNİ SIRALADI
Hekime yönelik şiddet, yapılan yönetmelik değişiklikleri, çalışma ve özlük haklarına ilişkin meslek örgütleri ile sendikaların bir araya geldiğini belirten Ardıç, açıklamasını şöyle sürdürdü:
* Siyasi iradenin kararları, kolluk kuvvetlerinin önlemleri ve adli uygulamalar şiddet sorununu çözüm üretmekten uzaktır. Şiddet kullananların her zaman üste çıktığı imajı toplumumuzda bir kanser gibi yayılmaktadır. Bu konuda baştan savma değil ciddi adımlar atmak şarttır.
* Son zamanlarda hastalarımızın hastanelerden randevu alamadıkları, muayene olamadıkları ile ilgili şikâyetler artmıştır. Hekimlerden günlük en az 70 hasta bakması istenilmektedir. Bu hasta bakma saatlerine bölündüğünde hasta başına 5,5 dakika süre ayrılması demektir. Bu durum hastanın lehine değildir.
* Bu kadar sürede bir hekim ancak hastasına zarar vermemeye çalışabilir. Hekimin doğru tanı ve tedavi için yeterli süresi yoktur.
* Bu kadar kısa sürede doktor-hasta ilişkisi kurulamamakta, hastanın tanı ve tedaviye güveni oluşmamaktadır. Bu da aynı hastanın doktor doktor dolaşmasına, defalarca sistemden randevu almasına yol açmaktadır.
* Aynı zamanda kısa sürede bu kadar çok hasta görmesi hekimleri bedenen ve ruhen tüketmektedir. Mesleği bırakan, yurtdışına giden hekim sayısının giderek artmasının nedeni para değil, bu tükenmişliktir.
‘HEKİMLERİN MESLEKLERİNİ YAPMASI İMKÂNSIZ HALE GELDİ’
* Serbest hekimlikle ilgili olarak yapılan yönetmelik değişikliği ile özellikle cerrahların mesleklerini icra etmeleri imkânsız hale getirilmiştir. Yapılan uygulamanın hiçbir pratik yararı, sağlık sistemine veya sağlık ekonomisine katkısı yoktur.
* Hekimlere ya devletin memuru ya da sermayenin işçisi olabilirsin dayatması yapılmaktadır.
* Sağlık çalışanlarının özlük hakları konusunda yapılan her değişiklik, sorunu daha içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Bu durumun son mağduru üniversitelerde çalışan asistan hekimler olmuştur.
* Üniversitede çalışan asistanların özlük haklarını, Eğitim Araştırma Hastanelerinde aynı görevi yapan asistanlar ile eşit duruma getirecek düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
* Türk Eczacılar Birliği’nin dile getirdiği ilaç farkları, ilaca ulaşamama, eczacılık eğitimi, eczanelerin yaşadığı ekonomik çıkmaza ait açıklamalarını ve 16 Ekim Pazar günü yapılacak mitingini destekliyoruz.
* Bakanlığın yeni yönetmeliği ile günde 76 hasta bakan aile hekimlerine ek ödeme yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu uygulama ile aile hekimi 5 dakikada bir hasta muayenesine zorlanacak ve hastalarına yeterince zaman ayıramayacaktır.
* 2023 yılında aile hekimliği birim başına ortalama başvuru sayısının 43 olacağı bakanlıkça öngörülmektedir. Bu hedefler aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının yıllık izin kullanmadığı varsayılarak hesaplanmıştır. Bu durumda yayınlanan yönetmelikte aile hekimlerinin tam bir iyileştirme alması için gerekli sayının 76 olması sağlık bakanlığının kendi hedefleri ile çelişmektedir.
* Diş hekimliği alanında yayınlanan Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik TDB’nin görüşleri alınmadan yapılmıştır. Bu yönetmelik değişikliği ile muayenehane açmak daha da zorlaşmış, diş hekimleri adeta merkez ve polikliniklerde ücretli hekim olarak çalışmaya zorlanmaktadır.
‘HEKİMLER TÜKENİYOR’
Hastane polikliniklerinde görevli hekimlerin günlük 70 hasta bakmalarının istendiğini bu durumun Denizli Sağlık Müdürlüğü’nün toplantı tutanaklarından anlaşıldığını belirten Ardıç, “Bakanlık verilerinden yapılan hesaplamaya göre Aile Sağlığı Merkezi (ASM) hekimleri de ücretlerini tam alabilmek için günlük 76 hastaya bakmaları gerekiyor. Bu durum hastanede muayene süresini 5,5 dakikaya ASM’lerde ise 5 dakikaya düşürüyor. Bu yıl bin 200’ün üzerinde hekim ülkeyi terk etti. Eskiden pratisyenler gidiyordu, şimdi gidenlerin yarısından fazlası uzman hekimler. Siz yetiştiriyorsunuz, tam işe yarayacakları zaman insanlar gidiyor. Bunun maddi motivasyonu çok düşük. Tamamen çalışma koşullarından kaynaklanıyor. Burada insanlar tükeniyorlar. Bir hekim için bu çok kötü” ifadelerini kullandı.
‘HASTA HEKİME GÜVENMİYOR’
Sahada yaşadıklarını anlatan Ardıç; “Hasta açısından baktığımızda hizmeti kısa süre içinde alamama, kendini iyi hissedememe hakikaten kötü. O yüzden birkaç hekim dolaşma ihtiyacı hissediyorlar. Karşısındaki hekim için de bu çok kötü. Hastanın sorununu belki iki üç dakikada anladınız ama onu ikna edecek vaktiniz yok. Kapıdaki bağırıp çağırıyor çünkü. Bu çok sık rastlanan bir olay. Hemen bakıyorsunuz, yazıyorsunuz ama karşıdaki size güvensizlik duyuyor. Beni başından savdı diye düşünüyor. Yüzünden anlaşılıyor bu. Her gün böyle 50 – 100 tane hasta gördüğünüzde ne işe yaradığınızı anlayamazsınız. Böyle bir hekimlik yapılamaz zaten. Bu hastanın yararının dışında hekim için de çok kötü bir şey… Bu yüzden bence hekimlerin çoğu yurt dışına gidiyor” diye konuştu.
‘İNSAN GİBİ DOKTORLUK YAPMAK İSTİYORLAR’
Hekimlerin yaşadıkları koşullar nedeniyle büyük bir tatminsizlik içinde olduklarını belirten Ardıç, şunları söyledi: “Sadece insan gibi doktorluk yapmak için gidiyorlar, diğer heveslerle değil. Geçmişte hekimler görüşünü, düşüncesini rahatlıkla savunabilirdi. En kötü kendi başıma çalışırım diye düşünürdü. Şimdi onu da yasaklıyorlar. Bu doktorların düşünce üretmesini, kendilerini her zaman bağısız hissetmesini de engelleyecektir. İleride Türkiye’nin entelektüel hayatına da zarar verecektir. Rahatça görüşünü açıklama, kendi başıma çalışırım diyebilme olanağını kaybedecektir doktorlar. Bu ileride hepimize çok büyük zarar verecek.”
Mevzuat ve uygulamaların meslek örgütleri ile birlikte yapılması gerektiğini de hatırlatan Ardıç, “Bu durum ancak meslek örgütleri ve alanda çalışan insanlarla iş birliği ile çözülür. Bu insanların önerisini almadan yapılan düzenlemelerin sonradan geri döndüğünü çok gördük” dedi.