İzmir’de sokak hayvanları tesisine Bekir Coşkun’un köpeği Pako’nun adı verildi
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin AB standartlarında yaptırdığı Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’ne efsane yazar Bekir Coşkun’un köpeği Pako …
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin AB standartlarında yaptırdığı Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’ne efsane yazar Bekir Coşkun’un köpeği Pako’nun adı verildi. Tesis törenle açıldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bornova’da yaptırdığı Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nün açılışı yapıldı. Törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP İzmir Milletvekilleri, belediye başkanları çok sayıda hayvansever yurttaş ile Andree Coşkun katıldı.
COŞKUN: HAYVAN SATIN ALMAYIN, SAHİPLENİN
Törenin ilk konuşmasını Bekir Coşkun’un eşi Andree Coşkun yaptı. Örnek bir tesisin hayata geçirildiğini belirten Coşkun sözlerine Başkan Tunç Soyer’e, hayvanseverlere ve tesisin oluşumuna katkı sağlayanlara teşekkür ederek başladı.
“Bekir aramızda değil ama bizi gördüğüne inanıyorum” diyen Andree Coşkun, “Tesise Pako’nun adının verilmesinden dolayı çok duygulandım, mutlu oldum ve gururlandım. Bunu İzmir olduğu için kabul ettim” diye konuştu.
Coşkun, Pako’nun hayvan hakları konusunda bir simge olduğunu ifade etti. Çocuklara hayvan sevgisi aşılamanın önemine değinen Coşkun, hayvan satışına karşı olduğunu belirterek, topluma “Pet Shop’lardan hayvan satın almayın. Gelin buradan sahiplenin” çağrısında bulundu.
Coşkun Dünya Veteriner Hekimler Günü’nü de kutladı. Andree Coşkun, Bekir Coşkun’un kaleme almış olduğu “Pako’nun Mektubu”nu okudu. Mektup, tesis bahçesinde, Bekir Coşkun’un Pako ile fotoğrafı bulunan panoya da yazıldı.
SOYER: UYGARLIK VE CİNAYET BİRBİRİYLE UZLAŞMAZ
Hayvan hakları savunucusu Andree Coşkun’un ardından kürsüye İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer geldi.
Soyer öncelikle, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin İzmir’e “Avrupa değerlerini en iyi temsil eden şehir ödülü” vermesinden duyduğu onur ve mutluluğu dile getirdi.
Soyer, “İzmir ve Türkiye’nin Avrupa değerlerinden daha üstün olduğunu düşündüğüm bir özelliğinden bahsetmek istiyorum. Biz sokaklarda hayvanlarla yaşayan bir halkız. Onlara can dostumuz diye sesleniyoruz. Yazık ki bu uygar duruşumuzu Avrupa’nın birçok şehrinde göremezsiniz. Birçok Batı ülkesi yıllar önce itlaf kanunlarıyla sokak hayvanlarını ortadan kaldırdı. Oysa uygarlık ve cinayet birbiriyle uzlaşmaz. Ülkemizde sokak hayvanlarına dair vicdan hukukunun çok daha gelişmiş olduğunu mutlulukla ifade etmek isterim” dedi.
SOYER: DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ DOĞAYLA UYUMLU
Demokrasinin beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret olmadığını vurgulayan Soyer, şu ifadeleri kullandı;
*Demokrasi, İzmir’in merkezinde bulunduğu Ege Bölgesi’nde doğmuş insanlığın en önemli inovasyonlarından biri. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel insan hakları üzerinde yükselen bir değerler manzumesi. Fakat dünya öyle bir noktaya geldi ki, demokrasinin hayata bakışı yeni bir perspektif kazanmak zorunda.
*İşte bu nedenle 2021 Eylül’ünde İzmir’deki Dünya Kültür Zirvesi’nde döngüsel kültür adında yeni bir kavram ortaya koyduk. Döngüsel kültürün özünde, nüvesinde, uyum var. Bu uyum, dört bileşenden oluşuyor: Birbirimizle uyum, doğamızla uyum, geçmişimizle uyum ve değişimle uyum.
*Bu dört başlık, aynı zamanda İzmir’den dünyaya yaymaya çalıştığımız yeni demokrasinin tarifidir. Çünkü demokrasi beş yılda bir sandığa gitmek değildir. Yaşamın her hali ve anıyla uyum içinde yaşama sanatıdır. İnsanlık, diğer türler üzerinde üstünlük taşıyan bir grup değil. Türler üzerinde bir hakimiyetimiz söz konusu değil.
*İnsan, doğadaki tüm canlı türleriyle beraber vardır. Bunun tersini düşündüğü ve uyguladığı an, iklim krizi dediğimiz büyük felaketler ile karşılaşmaya başlar. Bu nedenle döngüsel kültür üzerine inşa ettiğimiz yeni demokrasi anlayışımızın olmazsa olmazı, doğamızla uyum. Göreve geldiğimiz günden bu yana İzmir’de doğamızla uyumu çoğaltmak adına çok sayıda proje başlattık.
Soyer, “Bugün açılışını gerçekleştirmekten gurur duyduğum Pako Sokak Hayvanları Yaşam Kampüsü işte bu projelerimizden biriydi. Bu kampüste, can dostlarımız için çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla her zaman olduğu gibi birlikte yol alacağız. Tüm zorluklara rağmen Türkiye’de hayvan haklarının güçlenmesi için çalışan aktivistlerin her birine şükran borçluyuz. Onlar olmasa, vicdanımızın körelmeye mahkûm bırakılan bir yanını, doğa vicdanını yaşatmamız asla mümkün olmazdı. O yüzden her birine bir kere daha teşekkür ediyorum” dedi.
ÖZTUNÇ: TESİS AB STANDARTLARINDA
CHP’nin Çevre ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise söz konusu tesisin AB standartlarında olduğunu belirterek, “Bekir (Coşkun) ağabey ile ben birlikte çalıştım. Böyle önemli birinin köpeğinin isminin tesise verilmesi çok önemliydi. Hayvanı sevmeyen insanı sevmez diye bir laf vardır. Eğer biri hayvanı sevmiyorsa insanı da sevmiyordur. Bu dünyada sadece insanlar yaşamıyor, hayvanlar ve bitkiler de yaşıyor. Sadece insana değil yatırımı tüm canlılara yapmamız lazım” dedi.
ÖZTUNÇ: DEVLETİN PARASIYLA UMRE YAPAMAZSINIZ
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eleştirilerde bulunan Öztunç sözlerini şöyle sürdürdü:
*Birileri vatandaştan toplanan vergiyi böylesine faydalı tesislere yatırır, birileri de başka işlere yatırır. Birileri dik dik konuşur, 3-5 kuruş için diklikleri gider. Daha düne kadar katil dediklerinin ayağına gidiyorlar 3-5 dolar için. İki gündür Suudi Arabistan’da Sayın Cumhurbaşkanı. Hani katildi bunlar? Sayın Cumhurbaşkanına İzmir’den çağrıda bulunmak istiyorum.
*Sayın Erdoğan; dün Suudi Arabistan’da bakanlarınız ve aileniz ile umre yapmışsınız. Allah kabul etsin ancak bunu devletin parası ile mi yoksa kendi paranızla mı yaptınız? Eğer devletin parası ile yaptıysanız orada bir sorun var. Herkesten helallik almak zorundasınız. 1 kişi helal etmiyorum derse orada bir sıkıntı var demektir.
*Ancak devletin uçağına binip, devletin parası ile konaklayıp devletin parası ile umre olmaz. Birileri devletin imkanları ile bunları yaşıyor, diğeri de vatandaşın vergisini böyle güzel tesislere harcıyor.
TERK EDİLEN YÜK HAYVANLARI DA UNUTULMADI
16 barınak ve 4 hizmet binasından oluşan merkezde yavrular ve farklı köpek cinsleri için birimler kuruldu. Yaklaşık 37 bin metrekarelik alanda inşa edilen tesisin kapasitesi ilave barınaklarla 3 bin köpeğe kadar çıkabilecek.
Yeşil odaklı merkezde tedavi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyan hayvanların sorunlarının giderileceği ve sahiplendirmenin teşvik edileceği veteriner hizmet birimleri, yasaklı ırk barınakları ve karantina bölümleri de olacak. Açık hava amfi ve gösteri alanının da bulunduğu tesiste “Satın alma sahiplen” sloganı ile yurttaşlar burada ortak bir alanda köpeklerle bir araya gelebilecek.
Kampus, sokak hayvanları acil müdahale üssü olarak da hizmet verecek. Uzman hekimler tarafından birçok komplike operasyon burada yapılabilecek. Eğitim, workshop ve etkinlik alanları ile dikkat çeken kampüste hayvanların stresini azaltmak amacıyla bolca yeşil alan oluşturuldu.
Merkezde sokağa terkedilmiş yük hayvanları için de 4 bin 200 metrekarelik bölümde barınma alanı kuruldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri, Yapı İşleri ile Park ve Bahçeler dairesi başkanlıkları ekiplerinin yoğun çalışmalarıyla alanın etrafına belediyenin elinde bulunan ve kullanılmayan hazır betonlardan çevre duvarı yapıldı. Duvarın üzerine ahşap çit çekildi. Yük hayvanlarının soğuktan korunması için de ayrıca kapalı bir bölüm yapıldı. Alan düzenlenerek üzerine toprak serildi.