Kahramanmaraş’ta 7 bin 600 yıllık damga mühür bulundu
Kahramanmaraş’taki Domuztepe Höyüğü’nde yürütülen kazı çalışmalarında 7 bin 600 yıl öncesine ait, boynuzlu iki hayvan başı figürünün yer aldığı …
Kahramanmaraş’taki Domuztepe Höyüğü’nde yürütülen kazı çalışmalarında 7 bin 600 yıl öncesine ait, boynuzlu iki hayvan başı figürünün yer aldığı mühür bulundu.
Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığında beş üniversitede görevli arkeolog ve bilim insanlarından oluşan 15 kişilik ekiple yürütülen kazı çalışmalarının bu yılki kısmı tamamlandı.
Doç. Dr. Halil Tekin, geç neolitik döneme ait bir yerleşim yeri olan Domuztepe Höyüğü’nde bu yılki kazılarda değerli bulgulara ulaştıklarını belirtti.
Buluntular arasındaki 7 bin 600 yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen damga mühürün büyükbaş hayvanların evcilleştirilme sürecine ışık tutabileceğini ifade eden Tekin, şöyle konuştu:
“Höyüğün ikinci yapı katına ait dolgu toprak içinde serpantin taşından üretilmiş ip delikli düğme mühürün baskı yüzeyinde ‘aynalama’ yöntemiyle ağızları birbirine bakar şekilde yapılmış boynuzlu iki hayvan başı dikkat çekiyor.”
“Geçmiş yıllarda kilden çanak-çömlek üzerinde boya bezek olarak stilize yapılmış boğa başı motiflerinin varlığı saptanmıştı. Geleneksel Mezopotamya terminolojisinde ‘Halaf’ olarak bilinen yaşam biçiminin Doğu Akdeniz’deki en büyük yerleşimi olan höyükte farklı malzeme üzerinde görselleşen boğa başları çoğunlukla Yakın Doğu’da evcil sığır (Bos Taurus) olarak bilinen türün temsilcisi olarak kabul görmektedir.”
Elde edilen hayvan kemiklerinin incelemelerinin tamamlanmadığını hatırlatan Tekin, “Domuztepe’nin içinde bulunduğu Doğu Akdeniz’de M.Ö. 7-6 binli yıllarda mandanın evcilleştirildiğini söylemek için erkendir. Mühür baskı yüzeyinde ve bazı çanak-çömlek üzerinde boya bezekler şeklinde gözlemlenen türün manda olmayıp sadece boğa başlarının farklı stillerde biçimlendirilmiş olması da ihtimal dahilindedir. Gelecekte yapılacak analizlerin bu konuya ışık tutacağı kuşkusuzdur” değerlendirmesinde bulundu.
Mührün genelde mülkiyetin varlığının somut kanıtı olarak kabul edildiğine işaret eden Tekin, “Eşitlikçi bir yaşam biçimine sahip ve henüz bürokrasinin bulunmadığı bir zaman dilimini temsil eden erken köy yerleşimlerinde bu tür nesnelerin işlevleri konusu hala tartışmalıdır” ifadelerini kullandı. (AA)