Karahantepe kazı alanında leopar kemiklerine rastlandı
Şanlıurfa’daki Karahantepe’de yapılan kazı alanında çok sayıda kurt çenesi, leopar, akbaba ve tilki kemiği ile ateş yeri bulundu.
Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Neolitik döneme ait “T” biçiminde 250’nin üzerinde dikilitaşın bulunduğu Karahantepe’de 2024 kazı çalışmalarının tamamlandığını söyledi.
Karahantepe’de 14 ayrı bölgede kazı yapıldığını vurgulayan Karul, tarihi ören yerinde yeni bulgulara rastladıklarını ifade etti.
Bu yıl Karahantepe’de özellikle kamusal yapılara yoğunlaştıklarını belirten Karul, şöyle konuştu:
“Daha önce büyük ölçüde açığa çıkardığımız kamusal yapı kompleksinde çalışmalara devam ediyoruz. Burada merkezi bir yapı var ve ona eklenmemiş daha küçük boyutlarda yine kamusal amaçlarla inşa edilmiş binalar olduğunu biliyorduk. Bunlardan bir tanesinde geçtiğimiz yıl kazıya başlamıştık, bu sene de devam ettik. Yapının taban seviyesine geldiğimizde bir sekinin üzerinde dikili taşlarla ayrılmış oda gibi bir alanla karşılaştık.
Bu alanın içerisinin kırmızı steril toprakla doldurulduğunu ve bu doldurma işlemine paralel olarak odanın içerisine taş kaplar ve tabaklar bırakıldığını gördük. Kaplar siyah renkli klorit taştan yapılmış ve üzerleri tümüyle geometri ve hayvan desenleriyle bezenmiş. Aynı zamanda bu kontekstin içerisinde baton adını verdiğimiz taş nesneler, boncuklar gibi farklı buluntu gruplarıyla da karşılaştık. Bu kontekstin içerisinde çok sayıda kurt çenesi, leopar, akbaba ve tilki kemikleri gördük. Tilkilerin postlarıyla kontekstin içerisine bırakıldığını anladık.”
Pişirmeyle ilgili fonksiyona sahip alan keşfedildi
Ortaya çıkarılan her bir eserin çok kıymetli olduğunu anlatan Karul, buluntularla geçmişe dair önemli ipuçları elde ettiklerini dile getirdi.
Karahantepe’nin yorumlanması için daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken Karul, şunları kaydetti:
“Kuşkusuz buluntuları yeni açığa çıkarıyoruz, bunların değerlendirmesini yapmak için biraz zamana ihtiyacımız var. Ama binanın içinde geri kalan bölümünde çok sayıda ateş yerinin olması, büyük boğa boynuzlarının, hatta kafataslarının zemine bırakılmış olması, bu alanın pişirmeyle ilgili bir fonksiyona sahip olduğunu, kamusal yapı kompleksinin parçası olduğunu anlamış olduk. Yapı içerisinde fırınlara da rastladık. Karahantepe’de açığa çıkardığımız yapının içerisinde çok sayıda ateş yerinin olması ilk kez karşılaştığımız bir ortamı bize göstermiş oldu.”