Makbule Hanım’ın sırları bu kitapta!
Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan’ın hayatı ilk kez kitap oldu. Nüket Aşkın’ın kaleme aldığı kitapta Atatürk ve Makbule Hanım’la ilgili pekçok belge, bilgi, mektup ve fotoğraf var.
Araştırmacı-yazar Nüket Aşkın’ın yazdığı “Sırlarıyla Makbule Hanım” adlı kitabın çarpıcı bölümlerinden birini Mustafa Kemal ve Makbule’nin bilinmeyen çocukluk günleri oluşturuyor. “Karga kovalama” ile hafızalara kazınan Mustafa Kemal’in “Hacı” adlı bir kargası olduğu, kargayı eğittiği ve ölünce de ‘’Hacı Dutu” ismini verdiği, bir dut ağacı diktiği anlatılıyor. Siyah Beyaz Yayınevi tarafından basılan kitapta Makbule Hanım’ın hayatı çocukluk, savaş yılları, Cumhuriyet dönemi ve Atatürk sonrası dönem olmak üzere dört ayrı bölümde ele alınıyor. Hakkında çok az şey bilinen Makbule Hanım’ın hayatının ayrıntılı olarak aktarıldığı kitap “Bu ülke var oldukça var olacak Büyük Kurtarıcı’ya” sözleriyle Atatürk’e ithaf edildi. Kitapta 1956 yılında vefat eden Makbule Hanım’ın son sözlerinin de “Ağabeyime haber verin, beni aldırsın” olduğu anlatıldı.
Yazar, Nüket Aşkın son kitabında Atatürk’ün kızkardeşi Makbule’yi anlattı.
KANADI KIRIK KARGA
Kitapta Mustafa’nın karga ile dostluğunu anlatan bölüm şöyle: ’Mustafa bir gün samanlık saçağından düşüp kanadı kırılan bir karga bulur ve bu zavallı karga için çok üzülür. Koşarak dayısının yanına gider ve bu kargaya bakmak istediğini söyler. Hüseyin dayı şaşırır, “Zararlı bir hayvan oğlum, ne yapacaksın bunu?” der. “Dayı, karganın çırpınışını bir görsen. Anası da fırsat buldukça başının üstünde uçuyor’ der. ‘İyileşince salıverecek misin?” diye sorar dayısı. Mustafa’nın cevabı “Evet dayı’ olur. Hüseyin dayı, samanlığa bitişik boş odalardan birisini Mustafa’nın kargasına tahsis eder. Mustafa odaya karganın tünemesi için ağaç dalları da taşır. Tüm hazırlıklar tamamlanınca Mustafa, Makbule’nin yanına gidip ona bir şey göstereceğini söyler ve karganın odasına getirir. Kapı açılınca uçan siyah şeye şaşıran Makbule, “Bu ne ağabey?” diye sorar. Mustafa, kargayı nasıl bulduğunu ve dayısının verdiği izni anlatır. Kargaya da bir isim de bulmuştur: HACI… Bir süre sonra Mustafa’nın eğitimine devam etmek için halasının yanına Selanik’e gitme zamanı gelmiştir. Vedalaşmak için Makbule ile Hacı’nın bulunduğu odaya geldiklerinde pencere camının kırıldığını görürler. Oda bomboştur. Mustafa hiç durmadan seslenir: “Hacı, Hacı, Hacı” Hacı kulübenin az ilerisinde kanlar içinde cansız yatmaktadır. Oyun arkadaşlarını, buldukları yere gömerler. Tahinlere göre Hacı hücuma uğramıştır ve bu da çiftliğin köpeği Kleo’nun marifetidir. Mustafa, dayısını dinlerken ağlamamak için kendisiyle mücadele halindedir. Hacı’nın gömüldüğü yere bir dut ağacı diker. Ağaca “Hacı Dutu” adını verirler.