Öğretmenler Galata Köprüsü’ne pankart astı
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, İstanbul’da Galata Köprüsü’ne “Taban Maaş Hakkımız “pankartı asarak taleplerini gündeme getirdi. Özel …
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, İstanbul’da Galata Köprüsü’ne “Taban Maaş Hakkımız “pankartı asarak taleplerini gündeme getirdi.
Özel sektörde çalışan öğretmenler maaşları ile ilgili düzenleme yapılması için eylemlerini sürdürüyor.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, İstanbul’da Galata Köprüsü’ne “Taban Maaş Hakkımız “pankartı asarak taleplerini tekrar gündeme getirdi.
Özel Öğretmenler Sendikası’ndan yapılan açıklamada, “Öğretmenleri, tüm eğitim emekçilerini Galata Köprüsü’nden selamlıyoruz. “Taban Maaş Hakkımız/ Öğretmen Sendikası” imzalı pankartımızı köprüye astık. Israrlıyız. Talebimizin arkasındayız. Birleşerek Kazanacağız!” denildi.
“ÖĞRETMENLERİN ÖZEL SEKTÖRÜN KAPISINI ÇALIYOR OLMASI BİR TERCİH DEĞİL”
Özel Öğretmenler Sendikası, öğretmenlerin yaşadığı sıkıntıyı yazılı açıklamasında şöyle özetledi:
*Öğretmenlerin özel sektörün kapısını çalıyor olması bir tercih değil. İhtiyaç olmasına rağmen yapılmayan atamalar, sermaye gruplarını kanun ve teşviklerle eğitimin bu alanında cesaretlendirme bir eğitim politikası. Eğitim fakültelerinden her yıl mezun olan binlerce öğretmen…
*Özel öğretim kurumları birbirleri ile rekabet halinde. Sermayenin kendi iç ilişkisinde doğal olan bu görüntü emeğe yönelik acımasız duyguları da eğitim sahasına taşıyor. Bir bakıma çalışma ve yaşama zorunluluğu öğretmeni “özel” olana sürüklerken, patronların kâr ve “birinci” olma hırsı sektördeki çalışma koşullarını belirliyor.
*Yalana dayanan bir reklamı ve bozuk bir imajı ne ayakta tutabilir? İki şey! Birincisi; yönetenlerin eğitim politikasında kol kanat gereken yaklaşımları. İkincisi ; aylık bir ücret ile yaşayanların (öğretmenlerin) haklarını savunacak bir tavır alıştan uzak olmaları.
“BU DÜZEN, DEPRESYON, İŞSİZLİK, AÇLIK VE ÇARESİZLİK VAAT EDİYOR”
*Sektördeki yerleşik çalışma koşullarının kabullenmeleri. İkisine karşı da verilecek mücadelenin önderliğini Öğretmen Sendikasına atfederken, bunu oldukça emek ve hayat denkleminde kurguluyoruz. Emek mücadelesinden uzak duran bir bireyin hayatı kölelik ilişkilerinin ona sundukları ile sınırlıdır.
*Bu düzen emekçiye ne vaat edebilir? Stres, depresyon, işsizlik, açlık ve çaresizlik! Hayat bu mu? Emekçi hayatımızın bu sorunlarına örgütsüz yakalanırsak en “ideal insan” olabiliriz(!) Peki kimler için? Öğretmenleri asgari ücretle çalıştıranlar için olabilir mi? Şüphesiz onlar için! Biz, emeğin safında, onun tüm yürekli duygularını da taşıyarak toplanıyoruz. Hayatı savunuyoruz! Sizleri de çağırıyoruz. Hep birlikte haklarımızı alacağız.