Otizmli bireyler ve aileleri farkındalık için yürüdü
İzmir’de otizmli bireyler ve aileleri, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla ‘İzmir Otizm Yürüyüşü’ düzenledi. Yürüyüşün ardından otizmli bireyler, basın açıklaması yaparak sorunlarını dile getirdi.
İzmir’de yaşayan otizmli bireyler ve aileleri, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde, Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği ve Özel Eğitimciler Derneği’nin düzenlediği yürüyüşte bir araya geldi.
Gündoğdu Meydanı’nda toplanan otizmli bireyler ve aileleri, ellerinde “Biz de varız”, “Otizmli olmak tercih değildir”, “Otizmli istihdam et”, “Ben meleksem niye yanımda değil” ve “Eksik değil otistik” yazılı pankartlarla Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne kadar yürüdü.
Yürüyüşün ardından otizmli bireyler, basın açıklaması yaparak sorunlarını dile getirdi.
“BİR TÜRLÜ ÇÖZÜME KAVUŞAMIYOR”
Nisan ayının Birleşmiş Milletler tarafından Otizm Farkındalık Ayı, 2 Nisan’ın ise Otizm Farkındalık Günü olarak ilan edildiğini belirten 24 yaşındaki Özge Çeltik, şunları söyledi;
“Ülkemizde de her yıl 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü etkinlikleri düzenlenmektedir. Ancak bütün bu uzun yıllara karşın otizmlilerin yaşadığı yapısal sorunlar bir türlü çözüme kavuşamıyor. Otizmli çocuklar ve aileleri; bakım, eğitim, terapi, sağlık, yaşam aktivitesi ve iş kazandırma konularında yeterli devlet desteklemesine ulaşamıyor. Çocuklar, ailelerinin maddi gücü ve otizme bakış açısı paralelinde eğitim ve terapi alabiliyor. Bu yalnız bırakılma hali, otizmli bireyin yaşam kalitesini etkilediği kadar aileyi de etkiliyor. Ve maalesef bu hayatı deneyimleyen aileler, çocuklarının onlardan sonra ne olacağı konusunda büyük bir endişe ile birlikte yaşıyor.”
“AİLELER, ÇOCUKLARIYLA BİRLİKTE YALNIZ BIRAKILIYOR”
21 yaşındaki Sertaç Özenç ise şu ifadeleri kullandı;
*Kaynaştırma eğitimine devam eden otizmliler, akran zorbalığına ve ötekileştirilmeye maruz kalıyor.
*Yasal zorunluluk olan Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı’nın hazırlanma ve uygulanma süreçleri çoğu zaman yönetmeliklere uygun yürütülmüyor. Aile, sürecin dışında bırakılıyor.
*Kaynaştırma öğrencileri yük olarak görülüp sınıfın arka sıralarına yerleştiriliyor. Ebeveynler, ‘Sizin çocuğunuza uygun başka okullar var, çocuğunuza uygun öğretmen kadromuz yok’ denilerek okulların kapılarından geri çevriliyor.
*Toplum yaşamı içinde de ayrımcılık sürüyor. Toplu taşıma araçlarında ve lokantalarda müşteriyi, oturdukları apartmanlarda komşusunu rahatsız ettikleri bahanesiyle istenmiyorlar. Çocuk parklarında bile yalnız oynuyorlar.
*Çocuklarıyla yalnız bırakılıp tüm bakım işlerini üstlenen ebeveynlerden biri, çoğu zaman iş hayatına veda ediyor. Yani ailenin terapi, eğitim, sağlık giderleri büyük artış gösterirken ters orantılı olarak hane geliri azalıyor.
*Bakımı üstlenen ebeveyn, sosyal güvenceden yoksun kalıyor. Sözün özeti; aileler, çocuklarıyla birlikte yalnız bırakılıyor. Her yaştaki otizmliye, yalnızlığa mahkum bir hayat reva görülüyor.
“OTİZMLİLER VE AİLELERİ İÇİN NE YAPTINIZ”
8 yaşındaki Elfin Duru Özkuloğlu da yetkililere seslenerek, “Otizmliler ve aileleri için ne yaptınız, ne yapacaksınız? Ve bugün yürüyüşe katılan bizler için en önemlisi; otizmin gerçekten farkında mısınız” dedi. (ANKA)