Özelleştirmeler milli servetimizi tüketti
AKP iktidarı döneminde hızlanan özelleştirmelerle birçok stratejik kurum yabancılara ve özel şirketlere verildi. 2017 yılına gelindiğindeyse kamu …
AKP iktidarı döneminde hızlanan özelleştirmelerle birçok stratejik kurum yabancılara ve özel şirketlere verildi. 2017 yılına gelindiğindeyse kamu kuruluşu sayısı iyice azaldı.
Üretimden uzaklaşan Türkiye, ekonomisini özelleştirme politikalarıyla büyüttü. Ülkeye değer katan birçok kamu kurum ve kuruluşu, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığını da olumsuz etkiledi. Son dönemde yap-işlet-devret programının öne çıktığı özelleştirme politikalarıyla birçok stratejik kurumun direkt yabancı şirketlere satışı da gerçekleşti. Tekgıda-İş Sendika Akademisi’nin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı verilerinden derlediği raporuna göre 1986-2022 döneminde Türkiye’de 71 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Bu tutarın 46.1 milyar dolarlık bölümü hisse satışı, 17.8 milyar dolarlık bölümü tesis, işletme satışı veya devri, 688.5 milyon dolarlık bölümü otel, sosyal tesis satışı veya devri, 4.2 milyar dolarlık bölümü taşınmaz satışı, 745.2 milyon dolarlık bölümü diğer varlıkların satışı veya devri, 1.4 milyar dolarlık bölümü de diğer kamu kurumlarına devir biçiminde gerçekleşti.
KURUM SAYISI AZALDI
2003 yılından önce en yüksek satış, 2000 yılında 2.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2005 yılında 8.2 milyar dolarlık, 2006 yılında 8.1 milyar dolarlık, 2007 yılında 4.3 milyar dolarlık, 2008 yılında 6.3 milyar dolarlık, 2009 yılında 2.3 milyar dolarlık, 2010 yılında da 3.1 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Rekor yıl ise 12.5 milyar dolarla 2013 yılında yapılan özelleştirmeler oldu. 2014 yılındaki özelleştirme gelirleri ise 6.3 milyar dolarda kaldı. 2017’den sonra, özelleştirilecek kamu kurum ve kuruluşlarının iyice azalması sonrasında yapılan özelleştirmelerden elde edilen gelir ise sınırlı kaldı.
Özel şirketlere ihale ile taşeron ve fason üretim
Türkiye’de özelleştirmelerin yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarının satılması biçiminde gerçekleşmediğine dikkat çekilen Tekgıda-İş’in raporunda taşeronluk ve fason üretimin de özelleştirmenin bir biçimi olduğu belirtildi. Buna göre, daha önce kamu kuruluşlarının gerçekleştirdiği üretim ve sunulan hizmetin giderek artan bölümü, ihale yoluyla özel şirketlere yaptırılmaya başlandı. Örneğin, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kendi olanaklarıyla yaptığı birçok iş, müteahhitlere devredildi. Bazı kamu hizmetleri de taşeronlar eliyle yürütülmeye başlandı.