Portekiz tüketiciyi korumak için “vegan deri” terimini yasakladı

Portekiz hükümeti, tüketiciler için yanıltıcı olduğunu iddia ettiği “vegan deri” terimini yasakladıktan sonra aktivistler ve deri endüstrisi arasında adeta bir kelime savaşı çıktı.

Bilindiği üzere veganlık, tüm hayvansal kökenli gıdaları ve hayvanlardan elde edilen ürünleri kullanmayı reddetmek anlamına geliyor. Portekiz de, The Times’ın haberine göre, yanıltıcı olduğunu ve tüketiciyi yanlış yönlendirdiğini iddia ettiği “vegan deri” kelimelerinin kullanımını yasaklama kararı aldı.

Ülke yasaları, “deri” veya “kaplamalı deri” kelimelerinin diğer malzemelerle birleşerek kullanılmasını yasaklayarak Portekiz’de üretilen ürünlerde vegan derinin kullanılmasını etkin bir şekilde yasaklıyor. Kanun metninde, “Üreticilere, doğrudan veya dolaylı olarak piyasaya sürdükleri ürünlerin gerçekliğini kanıtlamalarına izin veren yasal araçlar garanti edilmektedir” deniyor.

VEGAN DERİ ÇEVRE DOSTU MU?

Vegan deri, mantar ve meyve kabuğu gibi malzemelerden yapılabildiği gibi plastikten de üretilebiliyor, bu da her zaman sürdürülebilir ve çevre dostu bir ürün olmadığı yönündeki suçlamalara yol açıyor.

Kararın ardından İngiliz deri endüstrisi meslek odası Leather UK, tüketicilerin vegan derinin kökeninden ve terimin gerçekte ne anlama geldiğinden genellikle emin olmadıklarını tweet’ledi.

Kuruluş, “Araştırmamız, gerçek deriye alternatifleri tanımlamak için kullanılan terimler söz konusu olduğunda, tüketicilerin genellikle kafasının karıştığını gösteriyor. İngiltere’deki tüketicilerin yarısından fazlasının (% 54 gibi bir oranla) “vegan deri”nin neyden yapıldığı hakkında hiçbir fikri yok” dedi.

Vegan aktivistler ise çıkarılan yasaya karşı çıktılar. Tüketiciyi yanlış reklamlardan koruma fikrinin bu şekilde uygulanamayacağını düşünerek açıklama yaptılar.

ImmaculateVegan CEO’su ve kurucusu Annick Ireland, Vegconomist’e yaptığı açıklamada, “‘Vegan deri’ kelimelerini gören tek bir kişinin bile malzemenin hayvan derisinden yapıldığını düşündüğünü sanmıyorum, bu yüzden bunun tüketiciyi yanlış bilgiden korumakla ilgili olduğuna inanmıyorum. Basitçe, gerçek şu ki, bunun tüketici şeffaflığı ve korumasıyla ilgisi yok. Bunun yerine gördüğümüz; eski, savrulan endüstrilerin artan tüketici aydınlanması ve değişimi karşısında acımasız ve iklimsel olarak felaket olan uygulamaları sürdürmeye yönelik umutsuz bir girişimden başka bir şey değil.” dedi.