Rahim ağzı kanseri nasıl önlenebilir?
Rahim ağzı kanserinin en ölümcül kanser türleri arasında yer aldığına dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Canan Çalışkan Furtuna, ‘‘Ancak hem önlenebilir hem de erken teşhisle yüzde yüz tedavi edilebilir bir hastalıktır’’ dedi.
Rahim ağzı kanserinin diğer kanserlerden en önemli farkı, sebebinin biliniyor ve önlenebiliyor olmasıdır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Canan Çalışkan Furtuna ‘Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı’ kapsamında hastalıkla ilgili hayati bilgiler verdi. İşte açıklamaları…
Canan Çalışkan Furtuna
Erken yaşlarda da görülüyor
Rahim ağzı kanseri, dünyada kadınlarda meme, bağırsak ve akciğer kanserinden sonra dördüncü sırada görülüyor. Ülkemizde rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı yüz binde 4.3′ tür. Daha çok 30-50’li yaşlarda görülen hastalığın son zamanlarda erken yaş grubunda da görülme sıklığı artmıştır.
Bu belirtileri göz ardı etmeyin
Rahim ağzı kanseri; regl dışı kanama, anormal vajinal kanama, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında kanama, pelvik (alt karın) ağrı, anormal vajinal akıntı ya da kanlı akıntı gibi şikayetlere sebep olabilir. Bu tarz şikayeti olan her kadının gecikmeden kadın doğum uzmanına muayene olması gerekir.
Korunma yolları nelerdir?
Hastalığın önlenmesindeki en etkili birincil koruma aşılama programıdır. HPV aşısı 9 yaşından itibaren cinsiyet fark etmeksizin uygulanabilir. Aşı için en ideal aşılama zamanı cinsel deneyim henüz başlamadan yapılmasıdır; cinsel hayat aktif olduktan sonra ise her yaşta aşı yaptırılabilir. Aşılama dışında rahim ağzı kanserinden korunmak için; düzenli jinekolojik muayene, sağlıklı beslenme, düzenli spor yaparak bağışıklık sistemini güçlendirmek, sigaradan uzak durmak ve cinsel hastalıklara karşı bilinçli olmak çok önemlidir.
En önemli nedeni HPV virüsü
Rahim ağzı kanserinin en önemli nedeni HPV (Human Papilloma Virus)’dir. Daha çok cinsel yolla bulaşan bu virüsün yaklaşık 100’den fazla tipi mevcuttur. Bazı tipleri genital siğile yol açarken bazı yüksek riskli tipleri ise kansere yol açmaktadır. Yüksek riskli HPV’lerden (HPV Tip 16,18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 66 ve 68) özellikle HPV Tip 18 ve Tip 16, en büyük risk faktörüdür. Çoğu kadın hayatının bir döneminde HPV virüsü ile karşılaşabilir ve bağışıklığının güçlü olması sayesinde herhangi bir hastalık oluşturmadan bu virüsü vücudundan atabilir. HPV taşıyıp uzun süre vücudundan atamayan kişilerin uzun süre bu virüse maruz kalması sonucu rahim ağzı kanseri gelişebilir.
Nasıl tedavi edilir?
Rahim ağzı kanseri tanısı konulan bir hastada tedavi hastalığın evresine göre yapılır. Erken evre rahim ağzı kanserinde sıklıkla birincil tedavi yöntemi cerrahidir. Son zamanlarda genç yaş grubunda görülme sıklığının artması nedeniyle çocuk doğurma istemi olan hastalarda rahim ağzının bir kısmı çıkarılarak yapılan rahmin korunduğu cerrahi yöntemler de mevcuttur. İleri evrelerde ise cerrahi mümkün olmayabilir kemo-radyoterapi veya kombine yöntemler tercih edilebilir.
Kimler risk altında?
Rahim ağzı kanserinin risk faktörleri arasında; çok eşli olmak, sigara içmek, cinsel ilişkiye 20 yaşından önce başlamak, çok sayıda doğum yapmak, bağışıklık sisteminin zayıf olması, sık vajinal enfeksiyon geçirmek sayılabilir. Gelişmiş ülkelerde rahim ağzı kanserine karşı uygulanan tarama programları (PAP Smear ve HPV testi) ve aşı programları ile görülme sıklığı belirgin derecede azalmıştır. Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre 30 yaş öncesi her cinsel aktif kadın PAP Smear testi ile 30-65 yaş arasındakiler ise PAP Smear + HPV DNA testi ile taranmaktadır. HPV ve Smear testi jinekolojik muayene sırasında yapılan ağrısız ve acısız işlemlerdir. HPV testi pozitif çıktığında virüsün tipi ve smear testinin sonucuna göre daha ileri inceleme yapılabilmektedir. Böylece kansere tam dönüşüm sağlamadan kanser öncesi lezyonlar tespit edilip tedavi edilmektedir. Bu sebepten ötürü jinekolojik kontrollerin aksatılmaması gerekir.