TANYELİ: DANSIN, DİRENCİN VE UMUDUN KADINI. MEKANIN CENNET OLSUN

Onu hastanede ziyaret ettiğimde, gözlerindeki ışık hâlâ parlıyordu. Bu, hastalık karşısında yılmayan bir kadının; hayatı bırakmaya niyeti olmayan bir insanın ışığıydı. Gülümsedi, umut dağıttı, yine güçlüydü… Ama ne yazık ki bu defa daha fazla direnemedi.
Tanyeli, sadece Türkiye’nin en iyi oryantallerinden biri değildi. O, aynı zamanda yaşama olan tutkusuyla, her zorluk karşısında dimdik duruşuyla da hatırlanacak. Hayatı boyunca sahnelerde rüzgâr gibi esen, zarafetiyle ve sanatına duyduğu aşkla herkesi büyüleyen bir kadındı. Gittiği her yerde enerjisini hissettiren, varlığıyla hayatlara renk katan bir insandı.
O sahneye çıktığında, ışıklar farklı bir şekilde yanardı. Sahne onun için bir görev değil, ruhunun özgürleştiği bir alandı. Her figüründe, her kıvrımında hayatı, tutkuyu ve emeği görmek mümkündü. Tanyeli, dansın sadece bir eğlence aracı olmadığını; bir sanat, bir duygu dili olduğunu gösterdi. O, sahnede adeta hayatı anlatıyordu.
Ama onun hayatı sadece sahnelerden ibaret değildi… O bir savaşçıydı. Hastalığıyla yıllarca mücadele etti, her anı kıymetli yaşadı. Ağrıları vardı, acıları vardı; ama bunları hiçbir zaman göz önüne sermedi. Çünkü o, her zaman güçlü bir kadındı. Umutsuzluğu kendine yakıştıramazdı. İnsanlara moral vermeye devam etti, gülümsemekten vazgeçmedi.
Şimdi sahnenin ışıkları sönmüş olabilir… Ama onun dansı, onun kahkahaları, onun zarafeti hep hatırlanacak. Tanyeli, her zaman güzelliği, yeteneği ve mücadeleci ruhuyla hafızalarda yaşamaya devam edecek. Çünkü bazı insanlar unutulmaz…
Huzur içinde uyu, güzel insan… Biz seni hep sahnede, ışıkların altında, o muhteşem dansınla hatırlayacağız…