Tarihi sarnıcın üstüne gecekondu!
İzmit’te Roma döneminden kalma ‘İn Bayırı Sarnıcı’ bakımsızlık ve çarpık kentleşme nedeniyle tehdit altında. Uzmanlar, üzerine gecekondu yapılan …
İzmit’te Roma döneminden kalma ‘İn Bayırı Sarnıcı’ bakımsızlık ve çarpık kentleşme nedeniyle tehdit altında. Uzmanlar, üzerine gecekondu yapılan sarnıcın ufak bir depremde yıkılabileceğini belirtiyor.
İzmit’in Cedit Mahallesi’ndeki şehrin su ihtiyacını karşıladığı bilinen ve Kocaeli Anıtlar Kurulu tarafından 1987 yılında tarihi yapı olarak tescillenen İn Bayırı Sarnıcı, bakımsızlık nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Roma döneminde yapılan ikinci en büyük su kemeri olma özelliği taşıyan ve 22 kilometre uzaklıktaki Paşasuyu’ndan toplam 21 su kemeri birleştirilerek inşa edilen su kanalının büyük kısmında zamana bağlı tahribat oldu.
Çarpık kentleşme içinde, geçmiş yıllarda üzerine inşa edilen gecekonduyla varlığını sürdüren İn Bayırı Sarnıcı, bakımsızlık ve çarpık yapılaşma tehdidi altında yok olmayı bekliyor.
Şu an atıl durumda bulunan ve madde bağımlılarının mesken haline getirdiği sarnıcın etrafı, mahallelinin şikayeti üzerine, belediye ekipleri tarafından demir saclarla kapatıldı. İçeri giriş ve çıkışın kısıtlandığı sarnıcın duvarlarının yıkılmak üzere olduğu ve bakımsızlıktan bitkilerle örtüldüğü görüldü.
“KORUMA ALTINA ALINMALI”
Bu yapıların hem kent hem de insanlık tarihi açısından son derece kıymetli olduğunu kaydeden Kocaeli Üniversitesi’nden Arkeolog Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse, üzerinde bulunan gecekondunun bir sarsıntıda sarnıcın yıkılmasına neden olabileceğini belirtti.
Bu nedenle gecekondunun kaldırılması gerektiğini söyleyen Ökse, “Etrafının kapatılıp koruma altına alınması lazım. Mümkünse birtakım bilgi veren panolarla bir ziyaret alanına dönüştürülmesi lazım. İzmit’in ve bütün şehirlerimizin böyle bir potansiyeli var” dedi.
Alanın tarihi yapı olması nedeniyle turist çekebilecek bölge olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ökse, şöyle devam etti:
“Bu yapılar, geç Roma ve Bizans dönemine aittir ama Osmanlı döneminde de zaman zaman onarılarak kullanılmıştır. Olabildiği kadarıyla koruma altına alınması gerekiyor. Çünkü gerçekten turist çekebilecek alanlar fakat sadece turist çekmesi anlamında değil halkta tarihi kültürün, arkeolojik kültürün, mirasın farkındalığını yaratması için önemli.” (DHA)