TTB: Artık işçilerimizin yasını tutmak istemiyoruz
Türk Tabipler Birliği (TTB) İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Dr. Metehan Akbulut Antalya’da sıvı fosforik asit sızıntısı nedeniyle 2 …
Türk Tabipler Birliği (TTB) İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Dr. Metehan Akbulut Antalya’da sıvı fosforik asit sızıntısı nedeniyle 2 işçinin yaşamını kaybetmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Artık iş kazası ve işçi cinayetlerinin haberlerini vermek, işçilerimizin yasını tutmak istemiyoruz” dedi.
İşçi cinayetlerinin hız kesmeden devam ettiğine söyleyen TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Dr. Metehan Akbulut, son yıllarda yaşanan ölümlerin ve kazaların sayılarını paylaştı.
Akbulut, iş kazalarının sayısı her yıl “istikrarlı” bir şekilde artmaya devam ettiğine dikkat çekti.
“İŞÇİ CİNAYETLERİ HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR”
İş kazası sayısı her yıl “istikrarlı” bir şekilde artmaya devam etmektedir” diyen Akbulut, yasanın işletmelerde gerekli önlemlerin alınmasını sağlayamadığı gibi, alınması gereken önlemlerin denetlenmesini de sağlamaktan uzak olduğunu belirtti. 6331 sayılı yasa ve hizmet modeli olan Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri ile işçi sağlığı hizmetlerinin verilemeyeceğinin görüldüğüne vurgu yapan Akbulut, kamusal anlayışla işçi sağlığını önceleyen bir yasanın acilen çıkarılmasını istedi.
Akbulut, konu hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi;
*İki hafta önce Tuzla Organize Sanayi Bölgesinde tiner üretilen işletmede meydana gelen patlamada yaşamını yitiren iki işçimizin üzüntüsünü yaşarken bu kez Antalya’dan gelen işçi cinayeti haberi ile sarsıldık.
*Antalya Döşemealtı İlçesinde bulunan Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet sürdüren kimyasal gübre üretim fabrikasında yaşanan sıvı fosforik asit sızıntısı nedeniyle 2 işçimiz yaşamını kaybetti, 13 işçimiz de yaralandı.
*Yaralılardan 3’ü hastanede 10’u da ayaktan tedavi altına alınmıştır. Hastanedeki yaralılar da taburcu edilmiştir. Yaşamını kaybeden işçilerimizin ailelerine baş sağlığı diliyor, acılarını paylaşıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
*Kimyasal gübrelerin üretiminde sıvı organik fosfor bileşikleri kullanılmaktadır. Bu bileşikler ciddi düzeyde zehirli kimyasallar olup, etkilenen kişilerde ölümcül sonuçlara yol açmaktadır.
*İki işçimizin yaşamını yitirdiği ve 13 işçimizin yaralandığı bu işletmede etkilenen işçilerin fazlalığı zehirli maddenin sızıntısının ciddi boyutlarda olduğu ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını düşündürmektedir.
*Olaydan sonra ilgililer işletme müdürünün tutuklandığı bilgisini vererek olayla ilgili “sorumluluklarını” üstlerinden atmış oldular.
*Çok tehlikeli sınıfta yer alan bu işletmede işçi sağlığı iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alınmadığı olayın büyüklüğünden anlaşılmaktadır.
“CİNAYETLERE SEYİRCİ KALAN SİYASAL İKTİDAR VE SERMAYE SAHİPLERİDİR”
*Yasa çıkarılırken en temel sorunun neredeyse “müstakil” bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının olmayışı olduğu söyleniyordu.
*Aşağıdaki tablo sorunun kaynağının ‘müstakil’ mevzuat olmadığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Tabloda görüleceği gibi iş kazası sayısı her yıl “istikrarlı” bir şekilde artmaya devam etmektedir.
*6331 sayılı yasa ve bu yasaya bağlı olarak yaşama geçirilen Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri ile işçi sağlığı hizmetleri özelleştirildi / piyasalaştırıldı. İşçi sağlığı hizmetleri kâr elde edilecek bir alan haline getirildi.
*10 yıl önce bakanlık yetkilileri bu yasa ile iş kazalarını en aza indireceklerini, meslek hastalıklarını görünmez kılacaklarını belirtmişlerdi.
*Aradan geçen 10 yılda işçi cinayetleri hız kesmeden devam ediyor. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi 2022 yılının ilk dört ayında 479 işçi cinayetinin yaşandığını rapor etti.
*Yasa ile iş kazalarının en aza indirileceği söyleminin propagandadan öteye geçmediği de anlaşılmış oldu.
*6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, işletmelerde gerekli önlemlerin alınmasını sağlayamadığı gibi, alınması gereken önlemlerin denetlenmesini de sağlamaktan uzaktır.
*Bu yasa, TTB, TMMOB gibi meslek örgütlerinin bu tür işletmelerde, kazalardan önce ve sonra bağımsız mesleki denetimlerini yapmasını sağlayamamaktadır.
*Meslek örgütleri, bağımsız mesleki denetimlerini yaparak kamusal-toplumsal görevlerini yerine getirememektedir.
*Bu kazada da sıvı fosforik asit sızıntısı ile ilgili ne tür ölçümler yapılmış, hangi tedbirler alınmış bilinmemektedir. OSGB’ler üzerinden götürülmekte olan İşçi Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri, çoğu zaman bu tür ölçümlerin ve denetimlerin yapılmasına olanak sağlamamaktadır.
*Varsa bu bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Yaşanan cinayetlerin sorumluları bu cinayetlere seyirci kalan siyasal iktidar ve sermaye sahipleridir.