Valentin Delluc: Bu kadar yükseklikten atlamak inanılmazdı

Speedflying’te dünyanın en iyilerinden biri olan Red Bull sporcusu Valentin Delluc, ‘Fairy Flight’ projesiyle Kapadokya’da bir ilke imza attı. İki bin altı yüz metre yüksekliğe çıkan balondan kendisini boşluğa bırakan Valentin Delluc, özel açıklamalarda bulundu. Fransız sporcu, ‘‘En başta epey stresli. Enerjiyi yönetmek ve odaklanmak çok kolay değil. Koşullara, kalkışa ve inişe odaklanmak zor. Koşullar da Fransa’yla farklı. Tabii doğa, rüzgâr, güneş hepsi seni zorluyor” dedi.

Adrenalin ve tutkunuzun kaynağı nereden geliyor?

”Ben başlamadan önce videolar izliyordum ve bu çılgınca diyordum. Ancak burada da güvenli şekilde uçup keyif almak önemli. Speedflying bana doğayla çok daha fazla bağlantı kurma fırsatı verdi. Motora ihtiyacım yok. Sırt çantamı alıp dağların arasından süzülebiliyorum. Bu özgürlük benim karakterimle de örtüşüyor. Aslında en büyük tutkumu gerçekleştiriyorum dolayısıyla tüm enerjimin kaynağı buradan geliyor.”

Daha önce yaptığınız atlayışlar arasında sizi en çok heyecanlandıran atlayış hangisiydi?

”Red Bull takımına gelmeden önce, 2014 yılında bir uçuşum olmuştu ve eğer başarırsam takıma katılmadan önce kendi başıma yaptığım en büyük speedflying performansı olacaktı. Bunu başarmış olmak harikaydı.”

Bu kadar yüksek bir noktadan atlamadan önce ne düşündünüz ve nasıl hissettiniz?

”Aslında çok yoğun hisler var. En başta epey stresli. Enerjiyi yönetmek ve odaklanmak çok kolay değil. Koşullara, kalkışa ve inişe odaklanmak zor. Koşullar da Fransa’yla farklı. Tabii doğa, rüzgâr, güneş hepsi seni zorluyor. Ama tabii ben tüm bunlara saygı duymak ve kendimi adamak zorundayım. Ancak günün sonunda tüm bu zorluklara değdi ve ortaya harika bir proje çıktı. Sonuçları da hayal ettiğimiz gibi oldu. Red Bull Türkiye ekibi ile bu projeyi gerçekleştirdiğim için çok şanslı ve mutluyum.”

Atlamalarınızı yapmadan önce aldığınız güvenlik önlemleri nelerdir? Fairy Flight projesinde olduğu gibi sıra dışı bir sıçrama öncesi ekstra önlem aldınız mı?

”Havadayken her şey çok yoğun gerçekleşiyor çünkü rüzgâr çok agresif. Uçarken çok güçlü bir şekilde önünüze geliyor. Eğer yeteri kadar fren yapmazsan rüzgâr seni toplar. Benim en büyük uğraşım bunu yaşamamaktı. Bu yüzden paraşütümde bir back-up sistemim vardı, sırtımda. Özel olarak bu proje için geliştirdik. Çünkü buradaki rüzgâr çok farklı. Üç yüz metreden düşmeye başlıyorsunuz ve eğer kendinizi tamamen rüzgâra kaptırırsanız hemen aşağıya düşersiniz. Eğer bu olursa diye de önlem aldım tabii. Evet çok fazla önlem var ama emin olun bunları yapmak hala çok etkileyici. Çünkü daha önce hiç yapmadığım bir şey.”

Kapadokya hakkında ne düşünüyorsunuz?

”Daha önce uçtuğum yerlerden tamamen farklıydı. Manzara inanılmazdı. Kapadokya daha önce uçtuğum yerler kadar yüksek değildi ama mesafe daha kısa olduğu için çok ama çok daha fazla teknik gerektiriyordu. Hem uçmak hem de çok çabuk olmak zorundaydım. Hem de iniş için çok az zamanım vardı. Her şey için çok az zaman vardı.”