Kelebek Magazin

Vücudun omega-3’e yaz kış ihtiyacı var

Önemli bir yağ asidi olan Omega-3’ün vücutta üretilemediği için mutlaka dışarıdan alınması gerektiğini hatırlatan Erbil, “Bu kaynağın bilinçli …

Önemli bir yağ asidi olan Omega-3’ün vücutta üretilemediği için mutlaka dışarıdan alınması gerektiğini hatırlatan Erbil, “Bu kaynağın bilinçli bir şekilde yaz-kış tüketilmesi çok önemli” dedi.

Omega-3, sağlığımız için düzenli tüketmemiz gereken önemli bir yağ asididir. En zengin kaynağı soğuk su balıklarıdır. Ancak ülkemizde yeterli balık tüketimi olmadığı için Omega-3 eksikliğinin dışarıdan alınan takviyelerle giderilmeye çalışıldığını belirten Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, “Bu faydalı yağı gerek doğal gerekse takviye olarak tüketirken bazı noktalara çok dikkat edilmeli. Aksi takdirde sağlık için tehlikeli olabilir” dedi ve bu konuda bilinmesi gerekenleri şöyle anlattı…

Prof. Dr. Yeşim Erbil

Omega-3 nedir?

Omega -3; Alpha-Linolenic Acid (ALA), Eicosapentaenoic Acid (EPA), ve Docosahexaenoic Acid (DHA) olmak üzere 3 türü bulunan bir yağ asididir. ALA formu keten tohumu, soya fasulyesi, ceviz ve kanola yağı gibi bitkisel kaynaklarda; EPA ve DHA ise balık ve diğer deniz ürünlerinde bulunmaktadır.

Yaşlılara tavsiye edilir mi?

Tıpkı çocuklar gibi yaşlı beyni de Omega-3’e daha fazla ihtiyaç duyar. Yaşlandıkça bedenimize giren Omega-3 miktarı azalır. Bu nedenle yaşlılık döneminde daha fazla Omega-3 yönünden zengin balık tüketmek ya da destek almakta yarar var.

Kilo aldırır mı?

Omega-3 destekleri zannedilenin aksine kilo aldırmaz, kilo vermeye yardımcı olur. Özellikle karın bölgesinde biriken yağların kısmen azalmasında Omega-3’ten zengin bir bedene sahip olmanın etkisi birçok araştırmada gösterilmiştir.

Sağlığımızı nasıl etkiler?

Omega-3 yağ asitleri kalp ve damar sağlığını korur, trigliserit (kan yağları) düzeylerini azaltır, iyi kolesterol olarak bilinen HDL’yi artırır, yüksek tansiyonu önler. Kalp krizi ve felç gibi riskinin azalmasına yardımcı olur. Anti-inflamatuar etkisi bulunur. İltihaplı bağırsak hastalıklarına (ülseratif kolit ve Crohn hastalığı) ve otoimmün temelli romatolojik hastalıkları karşı etkilidir. Anne karnındaki bebeklerin beyin gelişimi, merkezi sinir sistemi ve bedensel gelişimi için çok önemlidir. Bazı nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların semptomlarının da azalmasını sağlar.

Balıktan mı bitkisel kaynaklardan mı yoksa haplardan mı alınmalı?

Omega-3’ü de doğal kaynağından almak en doğrusu. Tabii güvenli yani ağır metal içermeyen ve Omega-3’ten zengin balıkları tüketmek gerekir.  Somon,  ringa, ton ve uskumru gibi soğuk deniz balıklarında Omega-3 oranı yüksektir. Ceviz, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzelerde de Omega-3 vardır ancak vücudunuz için gerekli miktarı bu kaynaklardan alamayız. Amerikan Kardiyoloji Derneği’nce haftada 2 gün balık tüketen bir kişinin Omega-3 takviyesi kullanmasına gerek olmadığı belirtilmiştir.

Takviye alırken nelere dikkat edilmeli?

Omega-3 içerikli ürünleri alırken birçok önemli noktaya dikkat etmek gerekir. Yoksa sağlığa zarar verebilir. Dolayısıyla Omega-3 desteklerinin  ağır metal ve kimyasal atık içermediğinin test edilmiş olması ve IFOS sertifikası ile belgelenmesi gerekir. IFOS kalite güvencesi uluslararası bir güvencedir. Bu kuruluşun merkezi Kanada’da olup bu takviyeler ağır metal açısından test edilmektedir. Öte yandan soğuk pres yöntemiyle elde edilmiş Omega-3’ün aktif madde yüzdesi daha yüksektir, bu yöntemle üretilen ürünler tercih edilmelidir. Alınacak takviyenin DHA ve EPA yağ asitleri toplamı 1 gram veya 1 grama yakın olmalıdır. Sağlıklı yetişkinler ve çocuklar için her gün 500-1000 mg tok karnına, sabah ya da akşam alınması tavsiye edilmektedir. Bu destekler yaz ayları da dahil tüm yıl boyunca kullanılmaldır.  Ancak mutlaka doktora danışılmalı, gelişigüzel ve fazla (çünkü beyin kanaması ve felce yol açabilir) alınmamalıdır. Özellikle  kan sulandırıcı ilaç kullananlar için balıkyağı kullanmak riskli olabilir, mutlaka doktor önermelidir.

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ