Yeşil dönüşüm denildi kömürden vazgeçilmedi
Ulusal Enerji Planı’ndan yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artırılmasının yanı sıra 2035’e kadar devasa kömür santralleri yatırımları da çıktı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yayınladığı Ulusal Enerji Planı, önümüzdeki yıllarda yenilenebilir enerjinin payının artacağına işaret ederken, diğer taraftan kömüre yatırımın da devam edeceğini gösteriyor. 2053 yılında elektrik üretiminin yüzde 69.1’inin yenilenebilir kaynaklardan, yüzde 29.3’ünün ise nükleerden karşılanması planlanıyor.
ANLAŞILMAYAN YATIRIM
Ancak planda kömürden çıkışa dair açık bir ifade ve öngörüye yer vermiyor. Diğer yandan, 2035 yılına kadar mevcuda ilave 3.2 gigavat (GW) büyüklüğünde yeni kömürlü termik santral yatırımının öngörüldüğü anlaşılıyor. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu, planda yer alan kömür ve nükleere ilişkin tercihlerin birçok soruyu beraberinde getirdiğini söyledi. Sabuncu, “Kömürlü termik santrallerin kullanım oranının giderek düşeceği anlaşılan bir sistemde ekolojik ve ekonomik yükü büyük olacak böylesi bir yatırımın neden yapılmak istendiği anlaşılamıyor. Öte yandan kömür santrallerinin sistemden zamanla çıkmasının mı planlandığı yoksa bu santrallerin teşviklerle rezervde tutulmasının mı öngörüldüğü net olmayan bir diğer konu. Bu durum kömür bölgelerinde yaşayanların geçim kaynağını belirsizliğe sürükleyecektir. Oysa kömürden planlı çıkışı öngören, katılımcı ve kapsayıcı politikalarla kimseyi geride bırakmayacak adil bir dönüşüm mümkün” dedi. Nükleerin yeşil bir tercih olmadığını da vurgulayan Sabuncu, Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu da hatırlatarak büyük risk olduğunu kaydetti.
Emisyonlar artırılıyor
Türkiye’nin 2030 yılına kadar emisyonlarını yüzde 33 artıracağını, ancak dünyada tam tersi bir hedef olduğunu söyleyen Tanyeli Sabuncu, iklim krizi ile mücadelenin kritik bir hal aldığını kaydetti. Sabuncu, “Kuraklıkla mücadele için en fazla su tüketen sektör olan tarımda modern sulama yöntemlerine geçiş kritik önem taşıyor. Diğer yandan doğal alanları koruyan, güçlendiren ve yeşil altyapıları esas alan doğa temelli çözümlerin yaygınlaştırılması da kritik önem taşıyor” dedi.